Bu çalışma, iklim değişikliğinin kadınları orantısız bir şekilde nasıl etkilediğini inceliyor ve ekonomik ve cinsiyet eşitsizliklerinin en belirgin olduğu Afrika bölgesine odaklanıyor. Araştırma, dezavantajlı grupların, özellikle kadınların iklim değişikliğinden neden daha fazla etkilendiğinin nedenlerini keşfetmeyi amaçlıyor. Haber anlatısı analiz yöntemini kullanan çalışma, haber metinlerini toplumsal algıları ve gerçekleri yansıtan birincil kaynaklar olarak ele alıyor. Bu yöntem, iklim değişikliğinin ve cinsiyet eşitsizliğinin hem yerel hem de uluslararası medyada nasıl tasvir edildiğini analiz etmeye yardımcı oluyor. Araştırma, Cezayir, Mısır, Libya, Fas, Tunus, Çad, Mali, Nijer ve Sudan gibi Sahra Çölü çevresindeki ülkelere odaklanıyor. Bu ülkeler, kuraklık, seller, toprak zehirlenmesi, artan sıcaklıklar ve çölleşme gibi iklim değişikliğinden ciddi etkilerle karşı karşıya kalıyor ve bu da kadınların ağırlıklı olarak istihdam edildiği tarım ve hayvancılık sektörlerini etkiliyor. Sonuç olarak, kadınlar cinsiyet ve ekonomik eşitsizliklerin bileşik etkilerini deneyimliyor. Çalışma üç bölüme ayrılmıştır: kavramlar, saha çalışması ve sonuç. İklim değişikliğinin cinsiyet, ırk ve sınıf dinamikleriyle nasıl kesiştiğini anlamak için feminist bir politik ekoloji yaklaşımı kullanır. Bulgular, küresel eşitsizlikle zaten karşı karşıya olan kadınların Afrika bağlamında iklim değişikliğinden daha fazla etkilendiğini ortaya koymaktadır. Çalışma, Türk akademisinin Afrika'daki iklim değişikliği ve cinsiyet eşitsizliği hakkında daha fazla araştırma yapması gerektiğini ve bölgedeki çölleşmeyle mücadele için ağaçlandırma projeleri gibi pratik çözümler önermektedir.
This study examines how climate change disproportionately affects women, focusing on the African region, where economic and gender inequalities are most visible. The research aims to explore the reasons behind why disadvantaged groups, particularly women, are more affected by climate change. Using a news narrative analysis method, the study considers news texts as primary sources that reflect social perceptions and facts. This method helps analyze how climate change and gender inequality are portrayed in both local and international media.The research concentrates on countries around the Sahara Desert, such as Algeria, Egypt, Libya, Morocco, Tunisia, Chad, Mali, Niger, and Sudan. These countries face severe impacts from climate change, including drought, floods, soil poisoning, rising temperatures, and desertification, which affect the agriculture and livestock sectors where women are predominantly employed. As a result, women experience compounded effects of gender and economic inequalities. The study is divided into three parts: concepts, field study, and conclusion. It uses a feminist political ecology approach to understand how climate change intersects with gender, race, and class dynamics. The findings reveal that women, who already face global inequality, are further burdened by climate change in the African context. The study suggests that Turkish academia should conduct more research on climate change and gender inequality in Africa and recommends practical solutions such as afforestation projects to combat desertification in the region.
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Ekoloji, Sürdürülebilirlik ve Enerji, Avrupa ve Bölge Çalışmaları, Toplumsal Cinsiyet ve Siyaset |
| Bölüm | Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 11 Haziran 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 12 Haziran 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 16 Ekim 2024 |
| Kabul Tarihi | 26 Ocak 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 28 Sayı: 53 |
BAUNSOBED