Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılına damgasını vurmuş olan Batılılaşma hareketleri, Cumhuriyet döneminde de sürmüştür. “Medeni bir toplum” isteğini arkalayan Batılılaşma gayretinin sembolik dışavurumunda en etkili yöntemin erkek ve kadın kıyafetleri olması yönünde yönetici elit nezdinde kendini belli eden adeta bir uzlaşının olduğunu söylemek mümkündür. Öyle ki Osmanlı’da fes, Cumhuriyet döneminde şapka hukuki düzenleme aracılığıyla “medeni kılığın” vücut bulması olarak algılanmış veya sunulmuştur. Medeni yaşama uygun kıyafet erkekler için şapkada simgeleşirken, kadınların giyimi konusunda herhangi bir hukuki düzenleme yapılmamış, çarşaf ve peçenin kullanılmaması için telkin yöntemi tercih edilmiştir. 1950’lerden sonra, çarşaf kullanımında artış olduğu iddiası gündeme gelmiştir. Bu durum bazı sivil toplum kuruluşlarını ve dernekleri çarşaf karşıtı tavır almaya yöneltmiş ve “Çarşafla Mücadele Haftaları” düzenlenmiştir. Bu çalışma, 1958-1962 yılları arasında düzenlenen “Çarşafla Mücadele Haftaları” özelinde çarşaf karşıtı düşüncenin konuya yaklaşımını ve mücadele yollarını incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç çerçevesinde çarşafla mücadelede yöneticilerin, seçkinlerin, sivil derneklerin faaliyetleri ve çarşaf özelinde modernleşmeyi nasıl yorumladıkları, “ilericilik” ve “gericilik” kavramlarını hangi sembollere dayanarak açıkladıkları da tartışılacaktır. Çalışmanın yöntemi belge analizine dayanmaktadır ve birincil kaynaklarını gazeteler (Cumhuriyet, Milliyet, Vatan, Hürriyet) oluşturmaktadır. Çarşaf üzerinden yürütülen tartışmalar, Türk siyasal yaşamında belirgin bir ton olarak karşımıza çıkan ve genellikle kısır çekişmelerin önünü açan ilericilik/gericilik bağlamlı değerlendirmelerin işlevselliğini değerlendirebilmek açısından ciddi ipuçları verecektir.
yok
yok
The westernization movement that marked the final century of the Ottoman Empire also continued in the Republican period. There had been a near consensus among the executive elites that men’s and women’s clothing would constitute the most effective way in the symbolic manifestation of the westernization efforts that supported the aspiration for a ‘civilized society’. Thus, the fez in the Ottoman Empire and the hat in the Republican period were perceived or presented as the materialization of ‘civilized clothing’ through legislation. Clothing appropriate for a civilized life was symbolized by the hat for men, whereas no legal regulations were introduced about women’s clothing, and instead, the method of discouraging the wearing of the chador and niqab was preferred. After the 1950’s, an allegation was brought into the agenda that there had been an increase in the wearing of the chador. This led certain non-governmental organizations and associations to act against the chador, hence ‘Anti-Chador Weeks’ were organized. This study aims to analyze the approach of the anti-chador stance and the struggle methods it adopted within the specific context of the ‘Anti-Chador Weeks’ organized between 1958 and 1962. For this purpose, the anti-chador activities of the authorities, elites and civil associations as well as their interpretation of modernization and the symbols they relied upon for explaining the concepts of ‘progressivism’ and ‘reactionism’ will be discussed within the specific context of the struggle against the chador. The method of this study is based on a documentary analysis, the primary source of which is newspapers (Cumhuriyet, Milliyet, Vatan, Hürriyet). The debates about the chador will provide significant clues for assessing the functionality of progressivism/reactionism-based evaluations encountered in the Turkish political life as a distinct tone, which usually lead up to fruitless arguments.
yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Proje Numarası | yok |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 15 Temmuz 2021 |
Kabul Tarihi | 8 Ocak 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |