The Sarıyer copper mine, located around İstanbul and on the Rumeli coast of the Bosphorus, has a history dating back centuries. The mine which operated during the Ottoman Empire played a significant role in meeting the needs of both the populace and the state. Its proximity to İstanbul (Dersaadet) enabled this mine to be used actively. While copper from the Sarıyer mine was used as raw material in the Tophane-i Amire quarries in the 18th century, a decrease in the productivity of the mine was noted in the 1840s. The mine, which was operated by Tersane-i Amire for a while, later faced the danger of being abandoned. The Sarıyer copper mine was managed using the Company method between 1841 and 1862.
In the establishment of Sarıyer Copper Mine Company, the total number of shares was determined to be one hundred, and the shares were put up for sale through an advertisement. The value of each share was two thousand kuruş, payable in two installments the first half of which would be paid in advance, the second half of which would be paid when necessary. Shareholders are offered a wide range of transaction opportunities, including the opportunity to transfer their shares, pay for their debts, and leave an inheritance for their families or relatives. The investors of the company consisted of high-level civil servants working in the state's departments such as foreign affairs, finance, trade and customs. However, they were not experts in the copper industry. The state would assign mültezims to carry out operations such as extraction, processing, transportation and sales. They were not elected by a general assembly of shareholders unlike typical companies. The state took upon itself the duty of representing the interests of the capital owners. There were two main parties in the İltizam Company model; one of the parties was the mültezim who was expert in the mining business, and the other was a capitalist. This study discusses how the İltizam Company issue, which was the mining policy model of the Tanzimat period, was implemented an the Sarıyer copper mine and the efforts to activate the Sarıyer copper mine, which was about to remain idle, and to integrate the copper mine into the state and capitalist economy.
Tanzimat Period Iltizam Company Bosphorus-Sarıyer Copper (Nuhas) Mine and Capitalist
İstanbul civarında ve Boğaziçi’nin Rumeli sahilinde bulunan Sarıyer bakır madeni asırlar öncesine dayanan bir geçmişe sahiptir. Osmanlı Devleti döneminde işletilen maden, halkın ve devletin ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli roller üstlenmiştir. İstanbul (Dersaadet)’a yakın olması bu madenin aktif olarak kullanılmasını sağlamıştır. 18. Yüzyılda Sarıyer bakır madeni, Tophane-i Amire’deki ocaklıklarda hammadde olarak kullanılırken, 1840’lı yıllara gelindiğinde madenin verimliliğinde azalma görülmüştür. Bir süre Tersane-i Amire tarafından işletilen maden, sonrasında atıl kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Sarıyer bakır madeni 1841-1862 yılları arasında Kumpanya usulü ile işletilmiştir.
Sarıyer Bakır Madeni Kumpanyası’nın kuruluşunda, toplam hisse sayısı yüz olarak belirlenmiştir ve hisseler ilan yoluyla satışa çıkarılmıştır. Hisse senetlerinin her birinin değeri iki bin kuruştur, ilk yarısı peşin ikinci yarısı gerektiğinde ödenmek üzere iki taksitle satışa sunulmuştur. Hisse sahiplerine geniş bir işlem olanağı sağlanmış; hisselerini devredebilme, borçlarına karşılık gösterebilme, aileye veya akrabaya miras bırakabilme imkânı sağlanmıştır. Kumpanyanın sermayedarları, devletin hariciye, maliye, ticaret ve gümrük gibi birimlerinde görev yapan üst düzey memurlardan oluşmuştur. Kumpanyanın sermayedarları, bakır işinden ticaretinden anlayan kişiler değildi. Devlet bakır madenini çıkarma, işleme, nakletme ve satış gibi işleri yürütmek üzere mültezimlere verecektir. Mültezim, hissedarlardan mürekkep umumi bir heyet tarafından seçilmiş değildir. Devlet, sermaye sahiplerinin iradesini tecelli ettirme vazifesini üzerine almıştır. İltizam Şirket modelinde temel iki taraf bulunmaktadır. Taraflardan biri maden işinden anlayan mültezim diğeri ise sermayedardır. Bu makalede Tanzimat dönemi maden işletme politikasında yer alan İltizam Şirket konusunun Sarıyer Bakır Madeni Kumpanyası özelinde nasıl uygulandığı, atıl durumda kalmak üzere olan Sarıyer bakır madeninin aktif hale getirilmesi ve bakır madeninin devlet ve sermayedar ekonomisine kazandırılması çabası ele alınmıştır.
Tanzimat Dönemi İltizam Şirket Boğaziçi-Sarıyer Bakır (Nuhas) Madeni ve Sermayedar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yakınçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 28 |