Dârulislâm ve dârulharb, İslam Hukuku’nda Müslümanlar ve gayrimüslimler
arasındaki hukukun düzenlenmesinde, ilişkilerinin şekillenmesinde rol oynayan en temel
faktörün adıdır. Çünkü bir yerin dârulislam veya dârulharb olarak tanımlanması, hukuki
olarak bir takım hükümler ve sorumluluklar doğurmaktadır. Ancak hangi kriterlere göre
bir yerin dârulislam ya da dârulharb sayılacağı meselesi, Kur’an-ı Kerim ve hadislerde
açıkça belirtilmediği için İslam hukukçuları arasında ihtilafların ortaya çıkmasına sebep
olmuştur. Bu ihtilafların başlangıç noktası, dünyanın tek bir “dar”dan mı yoksa iki farklı
“dar”dan mı oluştuğu görüşüdür. Çalışmamızda bu temel ihtilafın incelenmesinin yanı
sıra fukahanın dârulislam ve dârulharb konusunda benimsemiş oldukları şartlar da
değerlendirilecektir. Bu çalışmada tartışılan diğer bir husus ise dârulharbin dârulislâma
dönüşmesi veya dârulislâmın dârulharbe dönüşmesi konusunda fukaha tarafından
ortaya konan görüşler ve bunların dayandığı delilleridir.
Anahtar Kelimeler: İslam Hukuku, Dârulislam, Dârulharb, Dârulharbın Dârulislâma
Dönüşmesi, Dârulislâmın Dârulharbe Dönüşmesi
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Eylül 2016 |
Gönderilme Tarihi | 22 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 3 Sayı: 1 |
BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC ND) ile lisanslanmıştır