Modern felsefi düşüncede değişime uğrayan kavramlardan biri de bilim olmuştur.
Öncesinde, anlamlı kozmosu meydana getiren ilkeyi kavrama çabasını ifade eden bilim,
yeni çağla birlikte, hakikati bütünüyle kavramaya ve teorileştirmeye muktedir aklın
metafizikten arınmış bir faaliyeti olarak görülmeye başlanmıştır. Söz konusu değişim,
bilginin, kanıtlanamayan metafizik önermelerden nasıl kurtulabileceği problemini
gündeme getirmiş ve bilimin nesnelliğini tartışmaya açmıştır. Bu anlamda, temeli
ampirizme dayanan pozitivist anlayış öne çıkıp nihai noktasına mantıksal pozitivizmle
ulaşırken, doğrulama ilkesi de bilimin ilk nesnellik ölçütü olmuştur. Bilim felsefecisi Karl
Popper ise doğrulama ilkesini yetersiz bulmuş ve yanlışlama ilkesini alternatif bir nesnellik
ölçütü olarak sunmuştur. Çalışmamız, modern bilimin bilgiyi metafizikten kurtarma
idealini, tarihi süreci mercek altına almak yoluyla ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Bunun için, önce modern bilimin felsefi temelleri ve ampirizm incelenmiştir. Mantıksal
pozitivistlerin doğrulama ilkesini ve ardından Popper’ın yanlışlama ilkesini ele alan
çalışmamız, modern bilimin, bilgiyi metafizikten arındırmak adına kendi varlık alanını
kısıtlamak zorunda kaldığını öne sürmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 11 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 1 |
BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC ND) ile lisanslanmıştır