Devletleşme ve modernleşme olgularının farklı disiplinlerin bakış
açıları bağlamında değişik betimlemeleri yapılmaktadır. 2500 yıllık Güvenlik ve
Strateji çalışmaları literatürünün de bu konuda söyleyecek bazı şeyleri tabii
ki vardır. “Bir toplumun ilkel kavga ve çatışmalardan uygar (doğru) savaşa
geçişi devletleşmedir”. Yine “ilkellikten modernliğe geçişin ana göstergesi
subayları olan ordunun ortaya çıkışıdır”[1].
Siyasi ve askeri kültürün birlikte evrimleştiği modern süreçte geleneksel
dürtülerden (dini veya haklara ilişkin) arınmış, “kendi demokrasilerini kurmak”
üzerine yapılan savaş “politik/siyasi savaş” olarak tanımlanmış ve modern
devletleri türetmiştir. ABD Stratejik aklının önemli nöronlarından Rand
Corp.’un[2] Nisan 2018 tarihinde yayınlamış
olduğu “Modern Siyasi Savaş, Güncel Uygulamalar ve Olası Yanıtlar” [3]
incelemesinde,
politik/siyasi savaş” kavramını; “etkilemek, zorlamak, sindirmek, zayıflatmak
amacıyla, belirli bir spektrumda politik, enformatik, askeri ve ekonomik
tedbirlerin kullanılması “şeklinde ele alarak, kurucu savaşı silahlı siyasal
yıkım projesine evirmiştir.
Rand’ın siyasi savaş analizi, hibritleşen siyasi güç mücadelesinin
ahlaki ve etik çizgilerini tamamen ortadan kaldırmaya yönelik akademik ve
ideolojik meşruiyet zemini hazırlama gayreti içermektedir. “Sınırsız ve sürekli
savaş” jeopolitik şekillendirmenin temel konsept ve aracı seviyesine
yükseltilmektedir.
Savaş olgusunun siyaseti kuşattığı bir dönemde Türkiye
Cumhuriyeti’nin güvenlik yönetimi bu gelişmeleri karşılamaya ne ölçüde
hazırlıklıdır? Güvenlik kadrolarında gerçekleşen “çifte” tasfiye süreci
sonrasında kurumsal hafıza kaybı, devletin tüm stratejik kurumlarındaki
gizlilik dereceli bilgilerin ve istihdam edilen personelin dışarıya aktarılmış
olması bu tehdidi karşılamada ne tür bir zafiyet yaratmaktadır ve nasıl
giderilecektir? Bu noktadan itibaren Ulusal Güvenlik Kültürü ve Stratejik
Kültürün değişimi hangi dinamiklerle ne yönde şekillenmelidir?
Bu makalede mevcut verilere ulaşma güçlüğü ve güvenlik alanının
genişliği nedeniyle cari resmin çizilmesi mümkün olmamakla beraber stratejik
resim “Ordu Örgütsel Kültürü, Savaş Kültürü, Askeri Akıl, Ulusal Güvenlik Kültürü
ve Stratejik Kültür” kavramsallaştırmaları çerçevesinde ortaya konulmaya
çalışılmıştır.
[1]
Hary Holbert Turney- High, Primitive War:
Its Practice and Concepts, (2. Baskı), Colombia, SC, 1971, s. 5
[2]
Ansiklopedik olarak RAND şirketi (Araştırma ve Geliştirme
anlamında, İngilizce Research and Development baş
harflerinden) ilk önceleri Amerika Birleşik Devletleri silahlı
kuvvetleri için araştırma ve geliştirme yapması maksadıyla 1946 yılında Project
RAND ismiyle Douglas Havacılık Şirketi tarafından ABD Santa
Monica'da kurulmuş, sonra 1948 yılında ana şirket bünyesinden ayrılmış, kâr
amacı gütmeyen dünya çapında siyasi strateji ve düşünce kuruluşu olarak tarif
edilmektedir. Organizasyon ABD hükümetine, Milli
güvenlik konularında stratejiler üretme konularındaki çalışmalarını
yoğunlaştırmıştır. Şirket eğitim, sağlık, hukuk ve bilim alanlarında da
araştırmalar yapmaktadır. RAND'ın yaklaşık 1.700 çalışanı vardır
ve Santa Monica, Kaliforniya (merkezi), Washington D.C., Pittsburgh,
Pennysylvania (Carnegie Mellon Üniversitesi ve Pittsburgh Üniversitesi'ne
bitişik), Cambridge (İngiltere) ve Brüksel (Belçika'da) ofisleri bulunmaktadır.
Ayrıca ABD'de daha başka küçük ofisleri bulunmaktadır: Jackson Missisippi'de ve
New Orleans Lousiana'da Körfez Eyaletleri Politikaları Enstitüsü, 2003 yılından
beridir Doha'da (Katar) RAND-Katar Politikaları Enstitüsü bulunmaktadır.
[3]
Linda Robinson ve diğerleri, Modern Political
Warfare Current Practices and Possible Responses, Rand Corporation, 2018
https://www.rand.org/pubs/research_reports/RR1772.html (Erişim Tarihi
07.04.2018)
Siyasi Savaş Güvenlik Açığı Güvenlik Kültürü Stratejik Kültür Stratejik Açık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 4 |
Yayın için kabul edilen yazıların yayın hakkı ve yayınlanan yazılarında her türlü telif hakları dergiye aittir. Yazara herhangi bir telif hakkı ödenmez.