Müslümanların sahip oldukları ekonomik imkânları nerede, ne zaman, nasıl ve hangi şartlarda tasarruf etmeleri gerektiklerine dair bilgiler Kur’an’ın pek çok ayetinde ve Hz. Peygamberden nakledilen pek çok hadiste yer almaktadır. Zekât, İslam dininin en temel beş esaslarından biri olması Müslümanların her zaman gündeminde olmuştur. Kur’an’da belirtilen kimselere verilmek üzere dinen zengin kabul edilen Müslümanların mallarından veya elde ettikleri ürünlerden alınan belli bir payı ifade eden zekât kavramı, İslam dinin ilk yıllarından itibaren Müslümanların birlik-beraberlik ve dayanışmalarına bazen de İslâm’a yakın olan kimseler (müellefe-i kulüb) arasında sosyal dayanışma ve yardımlaşma duygusunu artırmıştır.
Zekât Kur’an’da pek çok ayette ve farklı surelerde değişik kelimelerle karşımıza çıkmaktadır. Kur’an’da infak, sadaka ve zekât şeklinde farklı ifadeler kullanılsa da ifade ettiği anlam açısından zekât Müslümanların kazançlarından elde ettikleri gelirleri ihtiyaç sahibi kimselere ulaştırmaları şeklindedir.
Günümüzde hızla gelişen teknolojik ve ekonomik imkânlar; bu temel ibadete hem fıkhi boyutuyla hem de Kur’an’da geçtiği yerler açısından farklı anlama faaliyetleri ve birçok açıdan değişik yorumlar gerçekleştirilmiştir.
Söz konusu bu anlama faaliyetleri metodolojik açıdan farklılık gösterse de Müslümanlar hâlâ bu ibadeti; toplumsal bir dayanışma, kişinin kazancındaki temizliği, toplumsal ekonomik dengeyi sağlama, bireylerin mensup olduğu ve aynı dini duyguları paylaştığı kişiler ile birlikte olma gibi ahlaki ve erdemli etkenler çerçevesinde yerine getirmektedirler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 4 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 8 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 2 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |