Alemdeki düzene, nizama, ahenge ve uyuma baktığımız zaman insana her yönüyle zevk veren sanatsal, estetik bir güzelliğe rastlamak mümkündür. Düşünce tarihinde, sanat ve sanatsal faaliyetler tartışılırken estetik meselesi üzerinde de durulmuştur. Tarih boyunca İnsanlığın aradığı şey aslında hep güzeli bulmak ve onun peşinden gitmek olmuştur. Ancak güzeli bulmak yetmemiş ve en güzele ulaşmak amaç haline gelmiştir. Antik Çağdaki filozofların düşüncelerinde estetik kavramı, sanatta, müzikte, mimaride, duyusal olanla ilgili olarak ele alınmıştır. Ancak duyusaldan ruhi alana gitmekle de estetiğin metafizik boyutu hiçbir zaman ihmal edilmemiştir. Yeni – Platoncu düşüncede aynı şekilde ele alınan estetik kavramının metafizik tarafı duyusal tarafından daha fazla önemsenmiştir. İslâm filozofları da bu düşüncelere paralel olarak estetik kavramını ele almıştır. Ancak onların düşüncelerinin kaynağında Kur’an’ın estetikle ilgili anlayışı damga vurmuştur. İslâm filozofları müzik, hat, resim, süsleme, mimari gibi bir çok sanat dallarının yararından söz ettiler. Bununla birlikte alemdeki her güzelliğin sırrının kaynağına ulaşma gayesi içinde oldular. Bu kaynak aşkın Tanrı'dır ve o dünyadaki varlıkların en iyisi ve en mükemmelidir. İslâm filozoflarını fizik alanla ilgili güzellikten metafizik alanla ilgili güzelliğe götüren sebepler bağlı oldukları İslâmî mirastır. İşte bu çalışmamızın amacı fizik veya metafizik olsun güzel olanı, güzel duyguları, güzel hisleri, tüm güzellikleri ve kaynaklarını bize açıklayan estetiğin İslâm düşüncesindeki yerini ortaya koymaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 2 |