Söz ettiği mekânlarda yaşamış toplumların kültürel seviyelerine, din telakkilerine, davranışlarına, ruhsal hallerine ışık tutan Kur’ân-ı Kerîm, nüzul sürecinin başladığı, dolayısıyla da son peygamberin tebliğine mahal olan Mekke'ye özel bir önem atfetmiştir. Kur’ân’ın bu şehirle ilgili anlatımları genellikle tevhit, Kâbe, mümin müşrik münasebetleri ve fetih çerçevesinde cereyan etmiştir. Müminler bu şehirde on üç yıl boyunca putperestlikle mücadele etmişler, mevcut şartlarda amaçlarına ulaşamayınca Medine’ye hicret etmişlerdir. Onlar ve müşrikler arasındaki diyalogların seyri hicretten sonraki süreçte farklı bir boyut kazanmıştır.
Mekke müşrikleri zenginliklerinden dolayı kendilerini müstağni gören, sahip oldukları dünyevi nimetlerin sefasını sürmekten başka bir amaçları olmayan, sapkın karakterlerdir. Bu münkir güruh, kendi sistemleri için büyük bir tehdit olarak gördükleri Hz. Muhammed’e karşı son derece insafsız bir siyaset izlemişlerdir. Bununla birlikte ona, gaybi konularla ilgili çeşitli sorular sormaktan da geri durmamışlardır. Onların gerçekliklerini inkâr ettikleri kıyamet ve ba’s hadiseleri ile ilgili sualleri üzerine nazil olan birçok ayet mevcuttur. Bu çalışmada söz konusu ayetlerin muhtevalarına dair tespitlerde bulunulması hedeflenmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 1 |