Âyeterin dil ve üslup özellikleri kendisine has nitelikler taşır. Davet süreci boyunca, muhatap toplumu yönlendirici şekilde ilahi kelamla olaylara müdahale edilerek, İslam’ın teşekkülü sağlandı. Mekkî ayetlerin temel özelliklerinden biri de oldukça sert bir tonda muhatap kitlenin hedef alınmasıydı. Bu sert hitabın muhatabı şüphesiz Mekke inkârcılarıydı. Ancak az da olsa Hz. Peygamber’in de bazı davranışlarından dolayı ilahi tenkit ve uyarıya muhatap olduğu kabul edilmektedir. Nitekim bu mahiyetteki ayetler, tefsir literatüründe “itâb ayetleri” kavramıyla inceleme konusu yapılır.
Hz. Peygamber bulduğu her fırsatı değerlendirerek kavmini İslam’a davet ediyordu. Önemli taktiklerinden biri de Mekke ileri gelenlerinin iman etmesini sağlamaktı. Zira Mekke’yi yöneten bu seçkin zümreyi ikna edebilseydi, diğerlerinin kolaylıkla İslam’ı kabul edeceğini biliyordu. Hz. Peygamber, Mekke ileri gelenlerine İslam’ı tebliğ ettiği bir sırada âmâ olan Abdullah ibn Ümmü Mektûm (ö. 15/636) hızla kendisine yöneldi ve ona İslam ile ilgili bir şeyler söylemesini talep etti. Bulduğu davet fırsatını kaybetmek istemeyen Hz. Peygamber, İbn Ümmü Mektûm’un bu davranışından hoşlanmadı ve onunla ilgilenmeyerek konuşmasına devam etti. Bunun üzerine bu olayı konu edinen ve Hz. Peygamber’in davranışını tenkit eden Abese suresinin ilk ayetleri nazil oldu. Bu araştırmada, Mekke döneminde nazil olan ve Abese suresinin ilk on ayetine konu olan bu vakıa ele alınacaktır.
Bu çalışmada, vakıanın tarihi arka planında yer alan Mekke ileri gelenlerinin toplumdaki konumları ve bunların iman etmesi için Hz. Peygamber’in gösterdiği çabaya yer verilecektir. Abese suresi ilk on ayeti bağlamında iman etmemek için direnenlerin toplumun seçkinleri olsalar dahi davette öncelikli olmadıkları, vakıanın kahramanı olan Abdullah İbn Ümmü Mektûm’un isteğinin neden geri çevrilmemesi gerektiği, Hz. Peygamber’in iman etmemekte direnenleri daha önce iman etmiş olan birine tercih etmemesi gerektiği ve “itâb” edildikten sonra Hz. Peygamber’in takındığı tavır çeşitli yönleriyle ele alınacaktır. Ayrıca söz konusu vakıa bağlamında “itâb” kavramı incelenerek, alimlerin konu ile ilgili görüşlerine yer verilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 2 |