Economy, as it has been in the past, is giving direction to world politics today and it is decisive in international relations. Although the current economic system has adopted an understanding imposed by the western world, Islamic countries have a potential to change this position in terms of their resources and geographical location. The African country of Djibouti, whose independence from the French occupation for centuries has been achieved and whose population is almost entirely Muslim, is one of these countries with its strategic position. Situated at the point where the Red Sea meets the Gulf of Aden, this country is the window of East Africa to the world. Becoming a commercial center for the region with its strategic position, Djibouti has emboldened the colonial appetites and forced the people of the Djibouti, who have been exploited for years, to live a life imposed by the French. In the country that gained its independence today, the economy is based on the land that is abandoned from ports and military bases. Djibouti, which has a serious potential in the fi eld of geothermal and solar energy, cannot validate them, but uses the World Bank and IMF loans, which are good implementers of the policies imposed by western economics. If this small but strategic country, which has gained its independence but is still dominated by modern colonialism, wants to be able to use its resources effectively and be able to have a word in its own future, this depends on the Islamic countries achieving their economic integration.
Ekonomi, geçmişte olduğu gibi bugünde dünya siyasetine yön vermekte ve uluslararası ilişkilerde belirleyici olmaktadır. Mevcut ekonomik sistem, Batı dünyasının dayattığı bir anlayışı benimsemiş olsa da İslam ülkeleri sahip oldukları kaynaklar ve coğrafi konumları itibariyle bu düzeni değiştirebilecek bir potansiyele sahiptir. Yüzyılı aşkın süre Fransız işgali altında kaldıktan sonra bağımsızlığını kazanan ve nüfusunun neredeyse tamamı Müslüman olan Doğu Afrika ülkesi Cibuti de stratejik konumu ile Afrika’nın önemli ülkelerinden biridir. Kızıldeniz’in Aden Körfezi’yle buluştuğu noktada yer alan bu ülke, adeta Doğu Afrika’nın dünyaya açılan penceresidir. Sahip olduğu stratejik konumuyla bölgenin ticaret merkezi haline gelen Cibuti, sömürgecilerin iştahını kabartmış ve yıllarca sömürülen Cibuti halkı Fransızların dayattığı bir hayatı yaşamak zorunda kalmıştır. Bugün bağımsızlığını kazanmış olan ülkede ekonomi, liman ve askeri üslerden elden edilen gelirlere dayanmaktadır. Özellikle jeotermal ve güneş enerjisi alanında ciddi bir potansiyeli olmasına karşın bunları değerlendiremeyen Cibuti, batı iktisadının dayattığı politikaların iyi birer uygulayıcısı olan Dünya Bankası ve IMF kredilerini kullanmaktadır. Bağımsızlıklarını kazanmış olsalar da modern sömürge anlayışının hala hüküm sürdüğü bu küçük ama stratejik ülkenin, kaynaklarını etkin kullanabilmesi ve kendi geleceğinde söz sahibi olabilmesi, İslam ülkelerinin ekonomik entegrasyonu sağlamalarından geçmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 20 Kasım 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 2 |