Kitle iletişim araçlarında kullanılan Türkçe, popüler bir konu olarak sayısız eleştiri yazısına konu olmaktadır. Gazetecilik, spikerlik, akademisyenlik, öğretmenlik, okutmanlık gibi çeşitli meslek grupları ve uzmanlık alanlarından kimselerce yazılan “Türkçenin kullanımında yapılan hatalar” konulu bu çalışmaların büyük çoğunluğu dilbilimsel bakış açısıyla yazılmamış olmalarından ve yöntemsel ve kuramsal bir temele dayanmamalarından kaynaklanan birtakım yanılgılar içerebilmektedir. Zaman zaman okullarda da okutulan bu incelemeler hayli öznel ve tartışmaya açık yargılar ortaya koymakta, kimi durumlarda ortaya atıldıkları andan itibaren yeni tartışmaları beraberinde getirmekte ve böylelikle söz konusu tartışmalar bir kısır döngü içerisine girmektedir. Bu çalışmada Türkiye’de son on yıl içerisinde yayımlanmış, Türkçenin kullanımının konu edildiği 12 adet kitaptan oluşturulmuş bir bütünce incelenmiş, çalışmalarda rastlanan kuramsal ya da yöntemsel yanılgılar tartışılmış ve bu bakış açısının yarattığı çelişkiler ortaya konmuştur. Çalışmanın amacı, dil planlamasında ve toplumda dil bilincinin arttırılmasına faydalı olabilecek bu türün, verimli hâle gelmesini sağlamak ve toplumdilbilim çalışmaları için yeni çalışma alanları önermektir
betimleyicilik dil planlaması kuralcılık medya dili popüler dil tartışmaları toplumdilbilim Türkçe
As a popular subject, the use of Turkish in media has become the subject of numerous critical articles and books. Most of these studies are written by people with various professional backgrounds such as journalism, teaching, announcing, etc. and due to the lack of a linguistic perspective and methodological and theoretical basis, they may include some misconceptions. These publications, also being recommended for elementary and high school students, include highly subjective and disputable judgements, and sometimes they may lead the way for other unfruitful disputes which eventually end up in a vicious cycle. In this study, a database composed of twelve books about the improper use of Turkish published within the last decade is studied in an attempt to reveal methodological and theoretical misconceptions. My aim is to approach this type of literature critically, which may eventually contribute to the linguistic consciousness and language planning processes and also suggest new fields of inquiry for the sociolinguists.
descriptivism language planning prescriptivism language of the media non-academic conceptions of language sociolinguistics Turkish
Diğer ID | JA75UA46TP |
---|---|
Bölüm | Yayın Değerlendirme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 64 |
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı