Bugün Türk Dünyasında tarihî ve siyasî sebeplerle ortaya çıkan birçok Türk lehçesi veya yazı dili kullanılmaktadır. Bunlar, çeşitli yönlerden birbirlerinden az veya çok farklılık göstermektedir. Kelime hazinesi, bu bakımından en dikkate değer kısmı teşkil etmektedir. Türk lehçelerinin kendilerine mahsus kelime hazineleri vardır. Ancak bu kelime hazineleri, belli bir oranda “temel lehçe” düzeyinde; bundan daha az bir oranda da “Genel Türkçe” düzeyinde birbiriyle örtüşürler. Türk lehçelerinin kelime hazinelerinin örtüşmesinde, kaynak bakımından aynı gruba girmenin yanı sıra, tarih boyunca toplulukların kendi aralarında kurdukları iktisadî, kültürel münasebetlerin ve dinî, siyasî yönlerden maruz kaldıkları yabancı etkilerin de önemli rolü vardır. “Kelime eş değerliği” terimiyle, iki ayrı lehçede bulunan kelimelerin birbirlerine “kavram alanı” bakımından denk olma durumu ifade edilmektedir. Türk lehçelerinin kelime hazinelerinin tam örtüşmemesi, kelime eş değerliği konusunun önemini arttırmaktadır. Çünkü Türk lehçeleri arasında yapılacak aktarmaların başarılı olabilmesi, “kaynak lehçe”deki bir kelimenin “hedef lehçe”deki eş değerinin bilinmesi ve kullanılmasına bağlıdır. Kelime eş değerliği yönünden; “bire bir”, “bire çok” ve “bire hiç” durumu söz konusudur. Başarılı bir aktarma için bilhassa, bir kelimeye birden fazla kelimenin eş değer olduğu duruma özen göstermek gerekir; zira böyle kelimeleri aktarırken hata yapma ihtimali yükselmektedir.
Today there is a great number of Turkic languages or literary languages that arose out of historical and political reasons in the Turkish world. These languages demonstrate differences from each other in terms of various aspects and vocabulary is the most significant area in this respect. The Turkish dialects have vocabularies peculiar to them. However, these vocabularies correspond to some extent on the level of “primary branch” and to a lesser degree on “Common Turkish.” Belonging to the same branch of languages plays a great role in the correspondence of vocabularies of Turkic languages as well as their economical and cultural relations with each other and religious and political influences from outside. By the term “lexical equivalence,” we mean the correspondence of the words in two different languages with regard to their “semantic field.” The fact that the vocabularies of Turkic do not fully correspond increases the importance of the issue of lexical equivalence. The reason for this is that the success of the translations among Turkic languages depends on knowing and using the equivalent word of the “source language” in the “target language.” In the context of lexical equivalence, the relationships of “one-to-one,” “one-to-many” and “one-to-none” are observed. For a successful
translation, especially “one-to-many” relationship should be paid due attention, otherwise the possibility of making a mistake in translating such words increases.
Diğer ID | JA79EA92VR |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2004 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2004 Sayı: 29 |
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı