Geleneksel dil bilgisinin yaklaşımına göre dilde bir şeyin ‘yerine
geçme’ işlevi sadece zamirlere mahsus bir özelliktir. Bu bakış
açısı, yerine geçme durumunu yalnız isim-zamir ikilisiyle sınırlandırmıştır.
Oysa dilde temsil, vekâlet, yerine geçme vs. olayı
daha yaygın bir kullanıma sahiptir ve isim-zamir ikilisinin dı-
şında birçok dil unsuru birbirinin yerine geçebilmektedir. Cins
isimlerin, bazı fiillerin ve sıfatların yanında bazı durumlarda deyimler,
atasözleri, hikâyeler, fabllar, anekdotlar vs. bile benzer
durumları ifade için kullanılan temsil yapılarıdır. Dilde temsil
ifade eden unsurlara pro-form adı verilir. Zamirler pro-formların
en büyükleri olsa da bunlar bu tür yapılar içerisinde yalnızca bir
türüdür. Bu yazıda dilbilgisel olarak zamir diye adlandırılmadıkları
halde zamirsellik gösteren unsurlar ele alınarak zamirlerin
temsil işlevinde yalnız olmadıkları vurgulanmaktadır. Yazı-
mızın teorik çerçevesini özellikle göstergebilim teorisi ile prototip
teorisi oluşturmaktadır.
Zamir zamirimsiler göstergebilim prototip teorisi referans türleri zamirsellik
Traditionally, in language the characteristic of ‘standing for’ something is attributed to pronouns only. This linguistic approach confines the status of substitution to the nounpronoun dichotomy. However, when examined closely, in language substitution, representation, reference etc. have more common applications than conventionally believed, and other than the noun-pronoun dichotomy, there are a number of other language units that can substitute each other. Along with common nouns, some verbs, adjectives and on some occasions even sayings, proverbs, stories, anecdotes, fables etc. can be used with the function of representation. These types of expressions that stand for other language units are called pro-forms. Though pronouns are the largest ones, they make just one sub-division among a larger group of pro-forms. Even though they are not grammatically marked as pronouns, they all show pronoun-like characteristics. Accordingly, this study aims to show that pronouns are not unaccompanied in the function of representation. This study is mainly based on the semiotic theory and to a certain extent the prototype theory
Pronoun pro-form semiotics prototype theory reference types pronominality
Diğer ID | JA27RP56JB |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 68 |
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı