1800’lerden itibaren sanayileşme ve buna bağlı olarak artan hammadde ihtiyacı, Batılı denilen birçok devleti Doğu’nun zengin bölgelerine
çekmiştir. Doğu’nun zenginliklerine ulaşmak, Avrupa devletleri ve
tüccarları açısından başlıca hedeflerden biri haline gelmiştir. Artan
ihtiyaç beraberinde sömürge hareketini de doğurmuş; sömürge topraklarına varan kestirme ve ekonomik yol ise karaya nispeten denizlerde görülmüştür. Denizyolunda en kestirme güzergâh ise Akdeniz ve Kızıldeniz üzerinden sağlanmıştır. 19. yüzyıldan itibaren,
bir ara etkinliği azalmış olsa da, Akdeniz-Kızıldeniz rotası, Fransa ve
İngiltere’nin girişimleriyle yeniden canlılık kazanmıştır. Süveyş Kanalı’nın 19. yüzyılda açılmasıyla, karadan Akdeniz’e bağlı olan Arap
Yarımadası, denizden de bu kanal vasıtasıyla Akdeniz’e bağlanmıştır. Bu bağlantıda Yemen, Hindistan’a varan deniz ticareti rotasında
önemli bir kavşağı oluşturmuştur. Bu kavşak noktasında, denizlerde
yapılan korsanlık faaliyetleri, Osmanlı Devleti’nin hem Akdeniz hem
de kendi sınırlarının güneyinde yürüttüğü politikalarda etkileyici rol
oynamıştır. Bu çalışmada, 19. yüzyılın ikinci yarısından 20. yüzyılın başlarına kadar uzanan süreçte Osmanlı Devleti’ne bağlı Yemen
Vilayeti karasularında gerçekleşen korsanlık veya deniz haydutluğu
meselesinin arşiv belgeleri ışığında incelenmesi hedeflenmiştir.
Haydutluk Kızıldeniz Korsanlık Süveyş Kanalı Osmanlı Devleti Yemen
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 85 |
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı