19. yüzyıl mutasavvıflarından Mehmed Murad Nakşibendî, yaşadığı dönemde İstanbul’daki en önemli Mesnevîhân’dır. Osmanlıda Nakşîlik ve Mevlevîlik
arasındaki yakınlaşmaya büyük ölçüde katkı sağlamış bir şahsiyettir. Kendi
zamanında, hem devlet adamları yanında hem de şeyh ve dervişler arasında
saygın bir yere sahiptir. Sultan Abdulmecid’in katılımıyla bir Dârü’l-Mesnevî
kurmuş, burada birçok ünlü Mesnevîhân’a icâzet vermiştir. Aynı zamanda
Murad Molla Tekkesi’nin şeyhi, Murad Molla Kütüphanesi’nin baş hafız-ı
kütübüdür.
Müderrisliğinin yanı sıra, birçok telif eseri bulunan Mehmed Murad Nakşibendî’nin başyapıtı Hülâsatü’ş-Şürûh ismiyle Mesnevî’nin tamamına yazdığı
şerhtir. Türk edebiyatında Mesnevî’nin tamamına sadece yedi kişi tarafından
şerh yazılmıştır. Şârihlerden sadece Mehmed Murad, Nakşî’dir. 6 cilt, 1420
varaklık bu kapsamlı eser, Mesnevî’nin bir Nakşî mutasavvıf gözüyle yorumu
açısından diğer Mesnevî şerhleri arasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir.
Mehmed Murad Nakşibendî’nin, eserinin satır aralarında Nakşîlik ve Mevlevîliğe ait birçok unsuru karşılaştırdığı görülmektedir. Özellikle Mevlevîlikteki semâ âyinleri ile ilgili çarpıcı eleştiri ve yorumlarda bulunmuştur.
Mehmed Murad Nakşibendî Murad Molla Mesnevî Şerh Dârü’l-Mesnevî Nakşîlik Mevlevîlik Hülâsatü’ş-Şürûh
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 85 |
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı