Modernleşme sürecinde devletin disipline edici ve normatif denetleyici
gücü artmış; devlet, değer yükleyici ve kimlik belirleyici bir nitelik
kazanmıştır. Bunun yanı sıra, geleneksel toplumsal yapılar çökmüş
ve yalnızlaşan birey, devletin karşı konulamaz gücüyle karşı karşıya
kalmıştır. Muhafazakâr düşünce açısından “ara kurumlar”ın yıkımı
anlamına gelen bu süreç, aynı zamanda kadir-i mutlak devletin,
“vatandaşına” dönüşen bireylere/halkına karşı sınırsız gücünün kurumsallaşma sürecidir. Bu açıdan Batı modernleşmesinin belirli açılardan
bir yansıması olarak Türkiye’de modern devletin oluşum dinamikleri
ve bizatihi modernleşmenin kendisi, diğer ara kurumlara yaptığı gibi
Alevi geleneğinin ara kurumlarını da tahrip etmiştir. Makalede modern muhafazakâr düşüncenin kadir-i mutlak devlet karşısındaki ara
kurumlar vurgusundan hareketle, bir ara kurum olarak savlanan Cemevleri’nin sosyolojik ve siyasal analizi yapılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 84 |
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı