Bu çalışmada, Osmanlı Devleti’nin gayrimüslim vatandaşlarının statüleri ve devlet tarafından nasıl tanımlandıkları incelenmeye çalışılacaktır. İncelemenin esas noktasını ulus devletlerin inşasıyla ortaya çıkan azınlık kavramı ve bu kavramın Osmanlı Devleti’nin gayrimüslim tebaası için kullanılıp kullanılamayacağı oluşturacaktır. Azınlık tanımlaması, özellikle 1908 yılında Osmanlı anayasasının yeniden yürürlüğe girmesinin ardından aydınlar arasında kullanılmaktaydı. Müslim ve gayrimüslim aydınların bir kısmı, ülkenin geçirdiği idarî dönüşüm neticesinde çeşitli gerekçelerle bu tanımı kullanmaktaydılar. Ancak devlet tarafından resmiyette, gayrimüslim vatandaşların statüleri için böyle bir tanımlama kullanılmış değildi. “Osmanlı vatandaşlığı” anlayışını kuvvetlendirme hedefinde olan devlet, herhangi bir unsurunu azınlık statüsünde tanımlamak istememişti. Cumhuriyet’in ilânından sonra Osmanlı Devleti hakkında yapılan ilk dönem çalışmalarda da Osmanlı tebaası gayrimüslimlerden azınlık olarak bahsedilmişti. Hem Osmanlı döneminde hem de sonraki dönemde kullanılan bu tanım tarihi hadiseleri değerlendirirken bir anakronizme neden olmaktadır. Azınlık modern bir tabirdir ve millî devletler için anlamlı bir karşılığı bulunmaktadır. Lozan Antlaşması sonrası Türkiye Cumhuriyeti’nin gayrimüslim vatandaşları azınlık olarak değerlendirilmişlerdir. Bu tanımlamayı Osmanlı dönemi için de kullanmak doğru değildir.
This study aims to examine the status of the non-Muslim citizens of the Ottoman State and how they are defined by the state. The main point of the investigation will be the concept of minority and whether this concept can be used for the non-Muslim subjects of the Ottoman State. The definition of minority was used among the intellectuals, especially after the Ottoman constitution came into force in 1908. Muslim and non- Muslim intellectuals agreed to define non-Muslim citizens as minorities as a result of the administrative transformation of the country. However, such a definition was not used in any official sense. After all the state, which aimed to promote the notion of “Ottoman citizenship”, did not want to define any element in minority status. After the proclamation of the Republic, in the first studies regarding the Ottoman period, non-Muslims were mentioned as minorities. This definition, which is used both in the Ottoman period and thereafter, causes an anachronism when
evaluating historical events. The term “minority” is a modern term and has a meaningful response regarding national states. Only after the Treaty of Lausanne non-Muslim citizens of the Republic of Turkey are considered as minorities. Therefore it is not correct to use this definition regarding the Ottoman period.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 95 |
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı