This article demonstrates how, with the rise of Russia as a major power in Caucasia and the Black Sea regions, the people of Crimea lost their independence and homeland. In the fifteenth century, two centuries after its conquest by a grandson of Genghis Khan, the Crimea came to house an independent Khanate. Inner struggles in the Khanate and its rivalry with the Genoese traders along the coast led to its vassaldom to the Ottomans. The rivalry that subsequently developed with Russia caused the contested regions to keep changing hands for the next two centuries. By the mid-seventeenth century, the Russians had gained considerable power throughout East Europe. The Russians’ increasingly harsh policies and systematic dispossession encouraged the mass emigration of Tatars, who eventually found themselves a minority in their fatherland. The dispossession process ended with the deportation of the entire Tatar population from the Crimea in May 1944. Although the Tatars began returning to the Crimea in large numbers after the collapse of the Soviet Union, they met with a hostile reception and continued to be excluded from the ranks of government
Bu makale, Kafkasya ve Karadeniz bölgelerinde Rusya’nın önemli bir güç olarak yükselmesiyle birlikte, Kırımlıların nasıl bağımsızlıklarını ve vatanlarını yitirdiklerini ortaya koymaktadır. Cengiz Han’ın bir torunu tarafından 13. yüzyılda fethedilmesinden sonra, Kırım bağımsız bir Hanlık oldu. Yarımadada yerleşik Cenevizli tacirlerle çatışmalar ve iç çekişmeler sonucunda Hanlık Osmanlı tabiiyetine girdi. Rusya ile girilen rekabet, iki yüzyıl boyunca iniş çıkışlarla devam etti. 17. yüzyılın başlarında, Ruslar Doğu Avrupa’da hatırı sayılır bir güç haline gelmişlerdi. Hanlığı 18. yüzyılın sonlarına kadar sıkıştırdıktan sonra Kırım’ı ilhak ederek varlığına son verdiler. Giderek daha sertleşen politikalar ve sistematik mülksüzleştirme sonucunda Tatarlar kitleler halinde göç etmek zorunda kaldı- lar ve zamanla kendi memleketlerinde azınlık durumuna düştüler. Bu durum 1944’te yarımadadaki tüm Tatarların tehciriyle sonuçlandı. Her ne kadar Tatarlar Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra büyük sayılarla Kırıma dönmeye başladılarsa da iyi karşılanmadılar ve idari pozisyonlardan dışlanmaya devam ettiler
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 77 |
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı