Bu makalenin amacı, İlahiyat Fakültelerinde felsefeye ilişkin var olan olumsuz yargıların nedenlerine dikkat çekmektir. İslam dininin aurasında gelişen düşünsel zenginliği ve beraberinde inşa edilen medeniyeti anlamak ya da tahkim edebilmek için İslam Felsefe geleneği üzerinden yürütülen eleştiriler ve tartışmalar ne yazık ki sonraki dönemlerde Gazali’nin etkin katılımından da istifade edilerek sürdürülmesi yerine bütün bir düşünsel hasıla entelektüel çaba olmaktan çıkarılarak dini bir teyakkuzla karşılanmıştır. Bu ilk travmadır. Felsefeye karşı olumsuz yaklaşımın diğer bir nedeni ise yeni kurulan Cumhuriyetin ideolojik yönelimleri çerçevesinde dini, hayatın bütün alanlarından çıkaracak yeni kültürel kodların transfer edilmesiyle şekillenmiştir. Bu pozitivist yönelimi temellendirebilmek için felsefenin tanımından başlanarak yeni bir kurgu dizayn edilmiştir. Bu da ikinci travmayı oluşturmuştur.
Bildiride İlahiyat Fakülteleri ve benzeri çevrelerde tevarüs eden karşıtlığın nasıl aşılabileceği hususu 'Hakikat’in çok boyutluluğu’ndan hareketle, herhangi bir yoruma tarih üstü bir değer atfedilmesi hali sadece dini olanda değil hayatın bütün boyutlarında sıkıntılara yol açmaktadır yargısı dillendirilmeye çalışılmaktadır.
İlahiyat Fakültesi Felsefe Türkiye Cumhuriyeti Hakikat Yorum
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 2016 Sayı: 1 |