Din ile bilim arasında ki iletişim ve etkileşim
insanlık tarihi kadar eskidir. Bu iletişim ve etkileşim kimi zaman uzlaşma ve
diyalog tarzında kimi zaman ise çatışma ve entegrasyon şeklinde olmuştur.
Tarihsel süreçte dinin bilimi, bilimin de dini etkilediği aşamalar vardır.
Rönesans hareketi sonrası Avrupa da ki antik dünyanın bilimsel klasiklerine
ilginin yeniden artınca, teoloji ve doğa bilimlerinde yeniden bir uyanış
görmekteyiz. Bilimsel gelişme alanlarından biri de şüphesiz astronomidir.
Aristoteles’in Gökyüzü Üzerine ve Batlamyus’un Almagest’i ile tanışan kilise,
Avrupa’daki dini reformlar ve coğrafi keşifler gibi açılımlara rağmen kilise
babalarının da etkisiyle Aristoteles’in Gökyüzü Üzerine adlı eserinde ortaya
koyduğu ve Batlamyus’un Almagest’de geliştirdiği yer merkezli evren teorisini
savundu ve bunu dini bir dogma haline dönüştürdü. İşte böyle bir ortamda
Kopernik güneş merkezli yeni bir model ileri sürerek hem klasik astronomik
modelleri hem de kendisini bu model üzerine inşa eden kiliseyi hedef
almaktaydı. Bu yeni model doğru çıkarsa hem Kutsal Kitap yanlışlanacak hem de
dinî yanılmış olacaktı. Dolayısıyla kadim dinî miras köklü bir eleştiri
arefesindedir. Bu sebeple Kopernik’in güneş merkezli evren modeli kilise ile
bilimin en önemli çatışma alanlarından biridir. Bu çalışmamızda söz konusu konu
ele alınmaktadır.
Din-Bilim Çatışması Kopernik Astronomi Jeosentrik Evren Heliosentrik Evren
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mayıs 2017 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2017 Sayı: 33 |