Kavram olarak ortaya çıktığı ilk günden günümüze kadar üzerine hararetli tartışmaların yapıldığı kavramlardan birisi de sekülerleşmedir. Sekülerleşme yaşamımızda dinden uzaklaşma, ilahi olanla değil de sadece dünyevi olanla meşguliyet olarak gündemimizi işgal etmiştir. Bu bağlamda sekülerleşme karşısında dinlerin, özellikle de İslam’ın tutumu önem kazanmıştır.
Sekülerizm, Batı medeniyetinde, özellikle Hıristiyan toplumlarında büyük etkilerle yerini almış, tahrif olmuş ilahi dinlerden tutun da, beşeri batıl dinlere kadar hepsini etkilemiştir. Fakat bu etkinin İslam’da da aynen var olduğu savı tutarsızdır. İslam’daki iman anlayışı İslam’ın ahkâm/amel boyutu, İslam’da ruhban sınıfının olmayışı ve en önemlisi de İslam’ın tahrif olmamış yegâne ve son din olması, onun seküler olmasını engellemiştir. İslam, modernite karşısında, özünde bir değişikliğe uğramadan tamamen yeni yorumlarla medeniyeti almış, sekülerizmden etkilenmemiştir.
Bu çalışmada insanın bir dünya kurması ve bu dünyayı korumasında dinin rolü, sekülerleşme ve ortaya çıkışı, modernleşme ve sekülerleşme ilişkisi, İslami sekülerleşmenin imkânı, şehirleşme-sekülerleşme ilişkisi ve sekülerleşen dünyaya karşı dinin tutumu ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 7 Sayı: 1 |