Toplumlar, yaşamlarını ve güvenliklerini tehdit eden salgın hastalık, terör ve doğal afetler gibi bir anda meydana gelen şok anlarında, özgürlükleri ve hatta yaşamları konusunda korkuların ortaya çıktığı durumlarda kendi rızalarıyla gözetime teslim olabilmektedirler. Pandemi süreci göz önüne alındığında özellikle distopyalardan aşina olduğumuz şekliyle gözetimin normalleştirileceği düşüncesi ve sürekli gözetime dayalı bir toplum yaratılacağı korkusu, cezaya varacak kontrol endişelerinin artmasına neden olmuştur. Dünya genelinde gündelik hayatın tamamını etkisi altına almış olan pandemi süreciyle mücadele etmek ve onu kontrol altına almak amacıyla kullanılan dijital gözetim teknolojileri, kişilerin internete bağlı olduğu ve izin verdiği her zaman ve her saatte konumlarına göre coğrafi hareketlerini ve bulundukları mekanları takip eden geniş çaplı bir etki alanına sahiptir. Bu çalışma, kullanıcıların politik ve ticari nedenlere ek olarak virüsten korunma ve güvenlik gerekçeleriyle de gözetlenebilir olduğu varsayımına dayanarak, Covid-19 sonrası gündelik hayatımızda daha çok maruz kaldığımız, ülkemizde de çeşitli dijital uygulamalar aracılığıyla deneyimlediğimiz veri gözetimi faaliyetlerinin yaratacağı gözetim sorunlarını eleştirel yaklaşımlarla tartışmayı amaçlamaktadır.
Societies may willingly submit to surveillance in suddenly occurring shocking times, such as pandemics, terrorism, and natural disasters, which threaten their lives and security and when fears about their freedom and even lives arise. Considering the pandemic process, concerns about total control to the extent of posing punishment have intensified the idea that monitoring as we currently are acquainted with it, especially from dystopias, will become routine, and fear of establishing a society based on permanent surveillance. Digital surveillance technologies, which are employed to strive and control the pandemic process that has globally influenced every aspect of daily life, have a broad range of impacts on tracking the geographical movements and whereabouts of people based on their location whenever and every single hour they get connected to the internet and to the extent they permitted. Based on the premise that users are potentially monitorable for antivirus and security reasons in addition to political and commercial motives, this study aimed to discuss the surveillance issues with a critical approach originating from the data surveillance activities that people are more exposed to in their daily life in post-Covid-19 pandemic period and that experience through various digital applications in our country.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 23 Aralık 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 11 Sayı: 2 |