Walter Benjamin’in “Mekanik Yeniden Üretim Çağında Sanat Eseri” metninde tartışmaya açtığı sanat yapıtının biricikliği sorunsalı, yeniden üretim tekniklerinin gelişmesi ve çeşitlenmesi dolayısıyla günümüz dijital çağında da geçerliliğini korumaktadır. Benjamin, üretilen kopyaların, sanat yapıtının şimdi ve buradalığını kırdığını ve bu kırılmanın sanat eserinin demokratikleşmesinin yolunu açtığını söylemektedir. Sidney Tillim, Bruno Latour ve Adam Lowe ise Benjamin’in öngörüsünün, mekanik kopyanın kendisine özgü bir biricikliğe sahip olması sebebiyle gerçekleşmediğini ifade eder. Dijital çağda ise bu durum tersine dönmektedir. Günümüzde orijinal ve kopya arasındaki farkın tartışmalı durumu, sanat piyasasını sanat yapıtının biricikliğini yeniden tahsis edecek yöntemler aramaya itmektedir. Kurumlar NFT gibi yöntemlerle dijital sanat yapıtının biricikliğini, sanatçı emeğini künyelenen bir sistem üzerinden yeniden tahsis etmektedir. Bu çalışma dijital çoğaltma tekniklerinin, sanat piyasasının işleyişini ve günümüz çağdaş sanatçılarının üretim pratiklerini nasıl şekillendirdiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda öncelikle sanat eserinin biricikliğine dair tartışmalar, yapılan literatür çalışmasıyla bir araya getirilmiştir. Bu tartışmalar içinde yer alan çağdaş sanat eserlerinden örnekler, Jay David Bolter, Blair MacIntyre, Maribeth Gandy ve Petra Schweitzer tarafından tanımlanan sanat eserinin transparan ve hipermedyatik nitelikleri çerçevesinde analiz edilmiştir. Sonuç olarak, dijital çağda sanat piyasasının orijinale olan bağımlılığına istinaden yeni sistemler ürettiği görülmektedir. Sanatçılar ise özellikle yapay zeka temelli üretimlerinde, sanat eserinin biricikliğine dair yaklaşımlarını, eseri doğrudan sahiplenme tercihleriyle ortaya koymaktadır.
First brought up by Walter Benjamin in his paper “The Work of Art in the Age of Mechanical Reproduction,” the question of aura remains relevant today as the methods of reproduction improve and proliferate in our digital age. Benjamin argues that the advent of the copy leads to the elimination of the artwork’s aura, and this elimination paves the way for the democratization of the artwork. On the other hand, Sidney Tillim, Bruno Latour and Adam Lowe challenged him by recognizing that the mechanically reproduced copies also hold distinctive auras. In the digital ages, these distinctions have reversed. Today’s issue of authenticity of the digital copy pushes the art institutions to look for alternative ways to reinvent the uniqueness of the original. Using the blockchain technology and Non-fungible Tokens as a digital license, they try to establish an original by authenticating a copy as the sole recipient of the artist’s labor. This paper aims to identify the effects of the techniques of digital reproductions on the practices of contemporary artists and the art industry. To this end, the arguments on the aura of the digital artwork are presented with a literature review; followed by a selection of case studies from contemporary digital artworks, using the categorizations of transparency and hypermediacy outlined by Bolter et al. In conclusion, it is seen that, in the digital age, the art industry creates new systems based on its dependence on the original, while contemporary artists present their views on the subject through their preferences on the methods of claiming authorship in their AI generated artworks.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 1 Sayı: 2 |