Hadis rivayetlerinin baş tarafında
bir sened zinciri vardır ve bu hadis rivayetlerinde vazgeçilmez bir unsurdur.
Aynı şekilde siyer rivayetlerinin ekserisinde de sened zinciri yer alır. Ancak isnad uygulaması siyer haberleri için
vazgeçilmez bir unsur değildir. Bu noktada metodolojik açıdan hadis ve siyer
ilimleri birbirinden ayrılır.
Hadis usulcüleri siyer
müelliflerini birçok nedenle eleştirirler. Bu eleştirilerin en önemli sebeplerinden
biri onların her haber için ayrı bir isnad kullanmamalarıdır. Bu nedenle
hadisçiler, onların rivayetlerine karşı mesafeli yaklaşırlar. Dahası,
hadisçilerin bir kısmı bu gerekçeyi öne sürerek siyercilerden rivayet nakli
yapılamayacağını ifade ederler. Ancak biz, hadisçilerin siyer ilmi ile hadis
ilmi arasındaki farkları göz önüne almadan değerlendirme yaptıkları
görüşündeyiz. Bu iki ilim dalı arasında benzerlikler kadar farklılıkların da olduğu
bir hakikattir. Dolayısıyla bu ilim dallarının kendi dinamikleri içerisinde değerlendirilmesi
gerektiği görüşündeyiz.
Bu çalışmamız neticesinde hadis
ve siyer rivayetlerinin aynı mantık ve yöntemle ele alındığında objektiflikten
uzak değerlendirmelere neden olabileceğini gördük. Bu iddiamızı desteklemek amacıyla Medine
Sözleşmesi’ni örnek rivayet olarak belirledik.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 9 Nisan 2018 |
Kabul Tarihi | 29 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 13 Sayı: 13 |