Üretimi meydana getiren insan
gruplarına çalışanlar denilmektedir. Çalışanlar, başkalarına bağımlı olarak
çalışabildikleri gibi bağımsız olarak da çalışabilirler. Bağımlı çalışanlar, üretime
genellikle sadece emeği ile katkıda bulunan ve işverenlere bağlı olarak çalışan
kişilerdir. Bağımsız çalışanlar ise başkasına bağımlı olmadan kendi adına
çalışan kişilerdir. Hem iş akdinin tarafı hem de akit konusu işi yapacak kişi
olması itibarıyla iş akdinin en önemli unsuru olan çalışan, İslam hukukuna göre
ecîr-i hass ve ecîr-i müşterek olarak iki kısma ayrılmaktadır. İşveren ise iş akdinin
işçiye göre diğer tarafı veya ücretle başkasını çalıştıran kişidir. İslam
hukukunda çalışanların uygun bir işte ve uygun koşullarda çalışma, izin ve
dinlenme, dinî ihtiyaçlarını karşılama ve verdiği emeğin karşılığında ücret
almak gibi hakları bulunmaktadır. İslam, hangi sosyal kesimde olduğuna
bakmaksızın kişiye güç ve kabiliyetine uygun bir işte çalışma hürriyeti ve
hakkı tanımıştır. Akit konusu işin, ifasının mümkün ve çalışanın gücü ve
kontrolü dâhilinde bulunması gerekmektedir. Dinlenme, bedensel yorgunluğun
giderilmesidir. Dinlenme, insanın çalışma gücünün yeniden kazanılması için
fıtri bir mecburiyet olup çalışanın dinlenme hakkı, iş hukukuna hâkim olan
işçiyi koruma ilkesinin bir sonucudur. İşverenin çalışanına namaz kılmak için
izin vermemesi durumunda çalışanın, namazlarını ne şekilde ve nasıl kılacağı
hususunda farklı görüşler mevcuttur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ocak 2019 |
Kabul Tarihi | 24 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 15 Sayı: 15 |