İnsanı diğer varlıklardan ayıran ve üstün kılan en önemli özellik onun konuşma yeteneğinin olmasıdır. Bu sayede diğer insanlarla iletişim kurarak duygu ve düşüncelerini aktarır. Bunun için de dil olgusunu araç olarak kullanmış ve onu geliştirmiştir. İnsan, çevresindeki varlık ve olayların zihne yansıyan anlamlarını dile getirmek için lafızlar üretmiştir. Tarih boyunca varlıkları anlama ve isimlendirmek için dilciler ve bu konuyla ilgili diğer bilim insanları çalışma ve incelemeler yapmışlardır. İsimlendirilen varlıkların göstergelerine lafız/kelime ve bunların zihindeki tasavvurlarına mana/kavram ismini vermişlerdir. Bu konuyla ilgilenen bilim insanları lafzın delalet ettiği varlığın; gerçek varlığı, zihindeki varlığı, lafızdaki varlığı ve yazıdaki varlığı olarak dört kısımdan ibaret olduğunu belirtmişlerdir. Zihindeki varlık manayı, ses düzlemindeki varlık lafzı ifade etmektedir. Belagat ilminin ilgilendiği konu lafız, mana ve bunlar arasındaki ilişkidir. Sözün yerinde, zamanında ve etkili söylenmesini esas alan belagat ilminde düşüncelerin anlaşılır ve etkili biçimde ifade edilebilmesi için ortaya konulan kural ve kavramlar lafız ve mana üzerine odaklanarak bu ilmin konularının temelini oluşturmuştur. Dil kurallarının gelişmesinde dinî ve edebî metinlerin doğru okunup anlaşılma çabası da önemli bir neden olmuştur. Aristo, kelimeleri inceleyerek yapılarına göre sınıflandırmıştır. Hicri II. yüzyıldan itibaren İslam dünyasında Kur’ân ve hadislerin dilsel işlevselliği, iç dinamiklerin etkisi ve Abbâsîler döneminde felsefe, mantık kitaplarının tercümeleriyle birlikte dil ile ilgili kavramlar ve kurallar geliştirilmiştir. Makalede klasik ve çağdaş dönemdeki belagat ve dilcilerin lafız ve mana konusuna yaklaşımları ele alınarak incelenmeye çalışılacaktır.
The most important feature that distinguishes human beings from other beings and makes them superior is their ability to speak. In this way, beings communicate with other people and transfer their feelings and thoughts. In this regard, he used the phenomenon of language as a tool and developed it. People have produced words to express the meanings of the beings and events around them which reflected in the mind. Throughout history, linguists and other scientists have conducted studies and investigations to understand and name beings. They called the signs of the named entities as words/phrases and their conceptions in the mind as meanings/concepts. Scientists who are interested in this subject have stated that the existence indicated by the word consists of four parts: its real existence, its existence in the mind, its existence in the word and its existence in writing. The existence in the mind refers to the meaning, and the existence in the voice refers to the wording. The subject that the science of rhetoric is interested in is the word, meaning and the relationship between them. In the science of rhetoric, which is based on the proper, timely and effective utterance of the word, the rules and concepts are put forward in order to express thoughts clearly and effectively have formed the basis of the subjects of this science by focusing on words and meaning. The effort to read and understand religious and literary texts correctly has also been an important reason for the development of language rules. Aristotle analyzed words and classified them according to their structure. In the Islamic world since the second century Hijri, linguistic concepts and rules were developed through the linguistic functionality of the Qur'ān and hadiths, the influence of internal dynamics, and the translations of philosophy and logic books during the Abbasid period. In this article, the approaches of rhetoricians and linguists of the previous and modern periods to the issue of utterance and meaning will be discussed and analyzed.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arap Dili ve Belagatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 3 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 25 Sayı: 25 |