ÖZET
Amaç: Bu çalışmada amaç ikinci basamak sağlık kurumunda toraks travmaları nedeniyle takip ve tedavi
edilen hastalara ait demografik verileri, patoloji ve uygulanan tedavileri retrospektif olarak analiz etmektir.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya şubat 2005-nisan 2008 tarihleri arasında Gögüs Cerrahisi kliniğince tedavi
edilen 316 hasta dahil edildi. Hastalara ait kayıtlar retrospektif olarak incelendi. Hastaların yaş, cinsiyet,
travma sebepleri (künt ve penetran), patolojileri (kot fraktürü, pnömotoraks, hemotoraks, kontüzyon varlığı)
ve uygulanan tedaviler değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların yaş ortalaması 43±17,4 (4-90) olup kadın/erkek oranı 271/45
dir. Olguların % 66’sında künt, % 34’ünde ise penetran travma saptanmıştır. Künt travmaya maruz kalan
olguların yaş ortalaması 48,8 iken, penatran travma grubunda 32,5 saptanmış olup gruplar arasında istatiksel
fark anlamlı olark saptandı (p=0.001). En sık görülen kemik patolojisi % 54 ile kot fraktürü saptandı.
Kemik yapılarda gelişen fraktürler künt travma grubunda daha fazla görülmüştür (p<0,0001). Pnömotoraks,
hemotoraks ve ciltaltı amfizem oranları penetran yaralanmalarda künt yaralanmalara göre anlamlı şekilde
yüksek olarak bulunmuştur (p=0,001). Doksan dokuz hastaya (%31.3) herhangi bir invaziv girişim olmadan
medikal olarak tedavi edildi. İnvazif girişim olarak en sık tüp torakostomi uygulandı (% 62). Yirmi bir olguya
ise (% 6.6) torakotomi uygulandı. Medikal tedavi künt travmalarda istatiksel anlamlı olarak daha yüksek bulundu
(p<0,001). Tüp torakostomi uygulaması künt ve penetran travmaya maruz kalan hastalarda sırasıyla
%59 ve %66 olup aradaki fark istatiksel olarak anlamlı bulunmadı (p=0,11). Torakotomi ihtiyacı penetran
travma olguların %16,6 iken, künt travmaların sadece %1,4’üne uygulanmıştır.
Sonuç: Toraks travmaları her yaş grubunu etkilemekte, ancak penetran travmalar gençlerde daha sık görülmektedir.
Penetran travmalarda cerrahi girişim ihtiyacı daha sık göülmektedir. Bu grup travma hastalarını
değerlendirirken bu durumu akılda tutmakta fayda vardır.
Anahtar Sözcükler: Toraks travması; Kosta fraktürleri; Hemopnömotoraks
ABSTRACT
Objective: The aim of the study is to analyze the demographic data, pathologies and the treatment
protocols of patients that were treated in a secondary state hospital.
Material and Methods: The study included 316 patients that were treated in thoracic surgery clinic
between February 2005 and April 2008 The records of patients were evaluated retrospectively. The cases
were analyzed regarding age, sex, trauma groups (blunt or penetrating), ensuing pathologies (rib fracture,
pneumothorax, hemothorax, contusion, etc) and treatment methods.
Results: The mean age of all patients was 43±17,4 (4-90) and male to female ratio was 271/45. Sixtysix
percent of the cases had blunt and 34% had penetrating trauma. Mean age of patients with blunt
and penetrating trauma were 48,8 and 32,5 years, and the difference between them was significant
(p=0,001). The most common bone pathology was rib fracture with 54%. Rib fractures were more common
in blunt trauma group. Pneumothorax, hemothorax, and subcutenous emphysema were significantly
higher in penetrating trauma group (p=0,001). Ninety-nine cases (31,3%) were treated non-inavsively with
medications. The most frequent invasive method was tube thoracostomy (62%). Twenty-one (6,6%) cases
underwent thoracotomy. Application of medical treatment was significantly higher in blunt trauma group
(p<0,001). The rate of tube thoracostomy in blunt and penetrating trauma groups were 59% and 66%
respectively, and the difference between them was non-significant (p=0,11). Thoracotomy requirement in
penetrating and blunt trauma groups were 16,6% and 1,4% respectively.
Conclusion: Thoracic trauma influences all age groups though penetrating traumas are more frequent in
young ages. Penetrating injuries require surgical interventions more commonly and it is important to keep
this situation in mind when dealing with these traumas.
Keywords: Thoracic trauma; Rib fractures; Hemopneumothorax
Bölüm | Orjinal Çalışma |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Eylül 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 7 Sayı: 3 |