ÖZET
Amaç: İzole koroner arter baypas greftleme (KABG) sonrası atriyal fibrilasyon (AF) gelişimi stroke, ekstremite
iskemisi, pulmoner emboli gibi birçok morbidite ve mortalitesi yüksek komplikasyonu beraberinde
getiren, hastanede kalış süresini ve maliyeti arttıran bir komplikasyondur. KABG uygulanan hastaların
%20-40’ında ve en sık 2. ve 4. günler arasında gerçekleşmektedir. Fizyopatolojinin tam olarak ortaya
konulamaması, morbidite ve mortalitede etkin bir azalma sağlanamaması nedeniyle halen güncelliğini
korumaktadır.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 01 Ocak 2011 ile 31 Aralık 2011 tarihleri arasında izole KABG uygulanan
197 hastayı geriye dönük olarak inceledik. Postoperatif AF gelişimine etki edebileceğini düşündüğümüz
parametreleri preoperatif, intraoperatif ve postoperatif olarak 3 grupta sınıflayarak elde ettiğimiz verileri
istatistiksel olarak analiz ettik.
Bulgular: Hasta yaşı, sol atriyum çapı, perkütan koroner girişim öyküsü, sağ koroner arter distal anastomozu
bulunması, intraoperatif pozitif inotropik destek tedavisi, sol internal meme arteri grefti, drenaj
miktarı ve yoğun bakım ünitesinde kalma süresi parametrelerini postoperatif AF gelişimi açısından
istatistiksel olarak anlamlı bulduk. TG seviyeleri AF grubunda, sinüs ritmi grubuna oranla daha düşük
düzeydeydi.
Sonuç: KABG sonrası AF gelişimine etki eden çok sayıda parametre mevcuttur. Bu değerlerin doğru olarak
tanımlanması ve alınacak önlemler ile postoperatif AF gelişiminin azaltılması mortalite ve morbiditenin
azalmasına önemli katkılar sağlayacaktır.
Anahtar Sözcu¨kler: Atriyal fibrilasyon; Koroner arter baypas; Greft; Atriyum
ABSTRACT
Objectives: Postoperative atrial fibrillation following isolated coronary artery bypass grafting has major
complications like stroke, pulmonary embolism, extremity ischemia leading long hospital stay and
increased cost of hospitalization. Postoperative atrial fibrillation is seen 20-40% of patients undergoing
isolated coronary artery bypass grafting and most frequently between the postoperative second and
fourth days. It is still a current subject due to lack of understranding the physiopathologic mechanisms,
inadequate decrease in the mortality and morbidity.
Material and Methods: In this study, 197 patients who underwent isolated coronary artery baypass
grafting between 1st January and 31st December in 2011 were analysed retrospectively. We have
classified the factors, possible to effect postoperative atrial fibrillation, in three groups, as preoperative,
intraoperative and postoperative factors, and analysed the data in statistics.
Results: Preoperative age, left atrium diameter, history of percutaneous coronary intervention,
occurrence of the distal anastomosis of right coronary artery, the use of intraoperative positive inotropic
agents and left internal mammarian artery as an arterial graft, postoperative bleeding, the lenght of
hospital stay were meaningful statistically. Triglyceride levels were lower in atrial fibrillation group.
Conclusion:Consequently, there are many parameters effecting postoperative atrial fibrillation
development. Understanding the mechanisms and having reasonable precautions will help in decreasing
the morbidity and morrtality.
Keywords: Atrial fibrillation; Coronary artery bypass; Graft; Atrium
Bölüm | Orjinal Çalışma |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 7 Sayı: 4 |