Background: The aim of this study is to share the experience we gained in the patients with thoracic trauma and to compare our data with the literature.
Material And Method: One hundred and ninety-five patients who were presented to emergency unit with chest trauma between January 2010 and August 2012 were analysed retrospectively by age, gender, type of trauma, method of treatment and time of hospital stay.
Results: Thirty-nine (20%) patients were female an one hundred and fifty-five (80%) patients were male. The mean of the patients’ ages was 40,2 (3-93 years). 139 (71,2%) patients had blunt and 56 (29,8%) patients had penetrating chest trauma. The most seen thoracic injury was rib fracture (47,1%). Accompanying traumas were observed in 41 (21%) patients and they were in extremity in 23 (56%), head in 16 (39%) and heart in 2 (5%) cases. In relation with the type of injury, 89 (45,6%) patients were conservatively treated while 80 (41%) patients were treated with tube thoracostomy while thoracoscopy was performed on 7 (%3,6) and thoracotomy on 19 (9,8%) patients. The mortality rate was calculated as 2% (n=4).
Conclusion: The high rate of mortality recognised in thoracic trauma can be reduced by true and fast decisions in diagnosis and treatment of the patients.
Amaç: Çalışmanın amacı toraks travmasına uğramış hastalardan edindiğimiz deneyimin paylaşılması ve elde ettiğimiz verilerin literatür ile karşılaştırılmasıdır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2010 ve Ağustos 2012 tarihleri arasında toraks travması sonrası acil servise başvuran 195 hasta yaş, cinsiyet, travma şekli, yapılan tedavi biçimi ve hastanede kalış süreleri açısından retrospektif olarak incelendi.
Bulgular: İncelenen olguların 39’u (%20) kadın, 156’sı (%80) erkekti. Yaş ortalaması 40,2 yaş (3-93 yaş) olarak saptandı. Künt göğüs travması sonrası başvuran hastaların sayısı 139 (%71,2) iken hastaların 56’sında (%29,8) etken penetran yaralanma idi. En sık saptanan toraks yaralanması kot fraktürü (%47,1) olarak belirlendi. 41 hastada (%21) eşlik eden yaralanma saptandı ve bunların 23’ü ekstremite (%56), 16’sı kafa (%39) ve 2’si kardiak (%5) yaralanma olarak hesaplandı. Yaralanma biçimine bağlı olarak 89 hasta (%45,6) konservatif tedavi ile takip edilirken 80 hastaya (%41) tüp torakostomi, 7 hastaya(%3,6) torakoskopi ve 19 hastaya (%9,8) torakotomi ameliyatları uygulandı. Mortalite oranı %2 (n=4) olarak hesaplandı.
Sonuç: Toraks travmalarında saptanan yüksek mortalite oranı ancak doğru ve hızlı biçimde yapılan tanı ve tedavi ile azaltılabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Orjinal Çalışma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 3 Sayı: 1 |