ÖZET
Amaç: Pilonidal sinüs hastalığı özellikle genç popülasyonda yüksek oranda görülmektedir ve tedavisinde
hala ciddi farklı görüşler mevcuttur. Operatif tekniklerle birlikte nonoperatif yöntemler de uygulanmakta
olup fenol enjeksiyonu bu yöntemler içinde en en yaygın kullanılanıdır. Komplike pilonidal sinüs olgularında
cerrahi yöntem tek seçenek olmasına karşın nonkomplike olgularda fenol tedavisi önemli bir alternatif
olabilir.
Materyal ve Yöntem: Çalışmamızda 18’i bayan 64 hastaya fenol tedavisi uygulanmıştır ve 6 aylık takip sonuçları
retrospektif olarak incelenmiştir. Hastaların yaş, cinsiyet, fenol uygulaması sonrası yara yeri komplikasyonları
ve nüks oranları kaydedildi.
Bulgular: Hastaların 6 aylık takipleri sonucu elde edilen bulgularda 3 hastada (4,6%) uygulanan fenole bağlı
ciltte exfoliasyon olduğu görüldü. 4 hastada(6,2%) işlem sonrasında yara yerinde apse ve hematom gelişti,
drenaj sonrasında antibiyoterapi verilerek cerrahi işlem planlandı. Toplamda 6 (9,3%) hastada takip sırasında
nüks geliştiği görüldü. Bu hastalara total kist eksizyonu ve primer onarım uygulandı.
Sonuç: Ayaktan hastalara uygulanabilmesi, minimal invaziv oluşu ve günlük işlere daha hızlı dönülmesi kristalize
fenol yönteminin avantajlarıdır. Pilonidal sinüs hastalığı tedavisinde, özellikle komplike olmayan primer
olgularda, ilk tedavi seçeneği olarak kristalize fenol tedavisi kullanılmasının uygun olacağı kanısındayız.
Anahtar kelimeler; Pilonidal sinüs hastalığı; Kristalize fenol tedavisi; Nüks
ABSTRACT
Objective: Pilonidal sinus disease is common particularly in young population and there is considerable
controversy about its treatment. Operative techniques as well as non-operative methods are being used
in the treatment and phenol injection is most widely used non-operative technique. Although surgery is
only option in complicated pilonidal sinus disease, phenol treatment can be an important alternative in
uncomplicated cases.
Material and Method: In our study, we treated 64 patients (18 women) by phenol therapy and retrospectively
reviewed results of 6-months follow-up. In all patients, age, gender, wound site complications and
recurrence rate were recorded.
Findings: It was found that there was cutaneous exfoliation caused by phenol in 3 patients (4.6%). In 4
patients (6.2%), abscess and hematoma was developed at wound site and surgical therapy was scheduled
following drainage and antibiotic therapy. Overall, recurrence was observed in 6 patients (9.3%) during
6-months follow-up. Cyst excision and primary repair was performed in these patients.
Conclusion: Crystallized phenol has several advantages including being a minimal invasive method, no requiring
admission and rapid return to daily activities. We think that crystallized phenol treatment can be used
as first-line therapy in pilonidal sinus, particularly in uncomplicated, primary cases. Pilonidal sinüs hastalığı
tedavisinde kristalize fenol uygulaması; Tek merkez deneyimi
Keywords; Pilonidal sinus disease; Crystallized phenol treatment; Recurrence
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orjinal Çalışma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 10 Sayı: 1 |