7 Haziran 2015 tarihli genel seçimlerden sonra Türkiye’deki Kürt sorununa ilişkin olarak, kamuoyunda en fazla yer işgal eden konulardan biri özyönetim konusudur. Ancak söz konusu seçimleri takip eden süreçte, özellikle PKK terör örgütü tarafından özyönetim gerekçesiyle başlatılan şehir savaşları, özyönetim konusunun terörle ilişkili çağrışımlarla yüklenerek zihinlerde pejoratif bir konum edinmesine yol açmıştır. Özyönetim hakları, çokkültürlü yaklaşım doğrultusunda Will Kymlicka tarafından etnik-kültürel çatışmaların çözümünde bir enstrüman olarak önerilmektedir. Bu çalışma da, aktüalitenin ötesine geçerek, özyönetim haklarının, Türkiye’nin en ciddi meselelerinden biri olan Kürt sorununun çözümü bağlamında uygun bir araç niteliği taşıyıp taşımadığını Kymlicka’nın kuramsal yaklaşımı temelinde değerlendirmektedir. Bu değerlendirmenin yanında çalışmada, Kürt sorunuyla ilişkili olarak özyönetim haklarının Türkiye’nin siyasi istikrarı ve toplumsal bütünlüğü açısından içerdiği risk unsurları da tespit edilmektedir. Tespit edilen risk unsurlarının Türkiye’nin siyasi birliği ve toplumsal bütünlüğü açısından çözücü sonuçlara yol açabileceği saptamasından hareketle, etnik-kültürel çeşitliliği yönetmede özyönetime alternatif bir araç olarak, yeniden yapılandırılmış bir yurttaşlık yaklaşımı önerilmektedir.
Özyönetim Hakları Türkiye Kürt Sorunu Etno-Kültürel Çeşitlilik Yurttaşlık
Autonomy issue, with regard to the Kurdish problem in Turkey, is one of the issues that occupies the most space in public opinion after the general elections of 7 June 2015. However, in the period following the elections, especially urban battles that are started by the PKK terrorist organization on the grounds that autonomy, caused the autonomy issue acquire a pejorative position in minds by loading with connotations associated with terrorism. Autonomy rights, in a multicultural approach, are proposed as an instrument by Will Kymlicka in the solution of ethniccultural conflicts. The study evaluates the autonomy rights whether have the characteristics of a proper vehicle in the context of the solution of the Kurdish problem that one of the most serious issues of Turkey, on the basis of Kymlicka's theoretical approach. In addition to this consideration, the risk factors with regard to Turkey's political stability and social cohesion that the autonomy rights contain are determined in the study. By looking at the determination of the determined risk factors can cause disruptive results with regard to Turkey's political unity and social cohesion, a reconstructed approach to the citizenship is proposed as an alternative vehicle to autonomy in managing the ethnic-cultural diversity
Autonomy Rights Turkey the Kurdish Issue Ethno-Cultural Diversity Citizenship
Diğer ID | JA52EF53SM |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 2016 Özel Sayı |