Emek üretim faktörlerinden birisi olarak sayılır. Sanayi Devrimi’ni takip eden dönemde ise tek gelir kaynağı emek olan kesim Batı toplumlarında “İşçi sınıfı” adı altında sermayeyi elinde tutan Kapitalist sınıfından ayrı bir kesim olarak ortaya çıkmıştır.Sınıfa dayalı bir yapılanma özelliği taşımayan İslam toplumlarında ise, doğrudan böyle bir sınıfı ifade eden bir kavram yerine, emekle bağlantılı daha farklı ve daha genel kavramlar kendini göstermiştir. Bu farklılık, sadece işçi sınıfıyla sınırlı kalmamış, yine XIX. Yüzyıl işçi sefaletinden kaynaklanan ve bir hak arayışının neticesi ortaya çıkan “grev” ve “lokavt” gibi kavram ve düzenlemeler için de söz konusu olmuştur.Bu çalışmada İslam Ekonomisinde emek kavramından hareketle, emeğin kaynağı olan işçi ve işçiyi çalıştıran işveren öncelikle kavramsal bir çerçevede ele alınacaktır. Ardından İslamî perspektiften emeğe olan yaklaşımla birlikte, işçi ve işverenin konumu, iki kesimin birbirine karşı sorumlulukları ortaya konulacaktır.
-
Diğer ID | JA84CU36NG |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 2016 Özel Sayı |