İslamiyet öncesi dönemden itibaren Türklerin savaşçı ve dinamik bir millet olmalarından dolayı çevgan oyunu, hayatlarında önemli bir yer edinmiştir. Bu sebeple atlı spor oyunlarından çevgan, Türklerin savaşçı kimliği ve dinamikliğini besleyen bir işlev görmüştür. Askeri sefer öncesinde çevgan oynanması hem atların eğitimlerini hem de savaşçı millet özelliği taşıyan halkın daima çeşitli saldırılara ve taarruzlara hazır halde bulunmasını sağlamıştır. Türkler, bu niteliklerini Anadolu’ya göç ettikten sonra da sürdürdükleri için çevgan oyunu Büyük Selçuklular ve Türkiye Selçukluları döneminde de devlet erkanı ve halk arasında varlığını sürdürmüştür. Özellikle Türkiye Selçukluları zamanında çevgan oyunu için Konya, Kayseri, Erzurum gibi önemli yerleşim yerlerinde meydanlar oluşturulmuştur. Türkiye Selçuklu sultanları savaş öncesinde askere moral vermek ve askeri talim amacıyla bu meydanlarda çevgan müsabakaları tertip ettirmiştir. Savaş sonrasında ise kazanılan zaferleri kutlamak amacıyla çevgan oynanmıştır. Sultanların düğün merasimlerinden sonra ve bayram kutlamalarından sonra da çevgan oyununa eğlence amaçlı yer verilmiştir. Bazı üst düzey görüşmeler ve istişareler sırasında da çevgan oyunu gerçekleştirilmiştir. Türkiye Selçuklularında devlet erkanı arasında ilgi gören bu spor halk arasında da bilinmekteydi. Nitekim dönemin edebi eserlerinde ve Türk minyatür sanatında çevgandan söz edilmesi bunun göstergesidir. Günümüzde ise Orta Asya Türk toplumlarında düzenlenen çeşitli toy (şenlik) etkinliklerinde hala varlığını sürdürmektedir. Bu çalışmada Türkiye Selçuklularında çevgan oyununun sadece bir oyundan ziyade askeri, toplumsal ve siyasi alanlara tesir eden, Türk kültürü ve yaşantısıyla bütünleşmiş bir spor dalı olduğu anlatılmaya çalışılmıştır. Literatür tarama yöntemine dayanan çalışma, kaynak eserlerin ve güncel araştırmaların beraber kullanımıyla ortaya konmuştur. Çalışmanın Türkiye Selçukluları özelinde çevgan sporunun Türklerin yaşamını kuşatıcı etkisini ve kültürel miras açısından ehemmiyetini ortaya koyması bakımından önemli olduğu düşünülmektedir.
The nomadic lifestyle and ecological needs of the Central Asian steppes made horses essential for the Turks, crucial for migration, hunting, and daily life. Horses were not only war tools but also central to sports and social activities, leading to the development of equestrian sports like çevgan (polo), cirit (javelin), and gökbörü (buzkashi) in pre-Islamic Turkic societies. These sports maintained horses' readiness in peacetime and prepared Turks for rapid military mobilization. Equestrian skills and agility were highly valued, reflecting the Turkic warrior culture and ideals of heroism. Today, equestrian games continue in Anatolia and Central Asia, embodying traditional values. Çevgan, derived from Persian, became popular in the Seljuk period, associated with Persian cultural influence, and was played on horseback on fields during festivals and ceremonies. It served military and entertainment purposes, with Seljuk rulers, such as Tugrul Beg and Sultan Melikşah, frequently engaging in it for training and recreation. The game remained popular among both rulers and the general populace, with evidence in Turkish art and literature, such as the works of Yunus Emre. Later, it spread to the West as polo and continues to be celebrated as cultural heritage in Central Asia and Azerbaijan, where it is recognized by UNESCO. In Turkey, çevgan was played until the 1920s, preserving its cultural significance among Turks from Central Asia to Anatolia.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.