The concept of trauma, which is as old as the history of humanity, has been the subject of joint work of many
different disciplines such as art, literature, science and philosophy. Trauma can occur in a single event, but large
disasters can occur in large scale, such as mass killings. The traumatic situation is the imbalance between a real
threat and a person's coping power. For a variety of reasons, such as the occurrence of the event, existing
support, psychopathological predisposition, presence of previous traumas, the effects may vary from person to
person. Today, as experiences in the field of developmental psychopathology grow, the interest has shifted to
how the memories are stored in the mind, how these memories affect daily perceptions and how it is made
meaningful with external reality. In addition to the fact that events from childhood and even births can have
different effects on each individual, is each experience processed the same way with spirituality? Studies have
shown that traumatic experience is coded differently from a non‐traumatic event.
Only a selected part of the traumatic experience can be processed with a conscious focus that is required
for the open operation. The need to reduce emotional floods during trauma can lead to distraction from the
traumatic elements of an experience, and some traumas transcend one's subjective coping power and are
dissociated to survive spirituality. In traumatic situations, especially in very severe mass trauma traces like a
ghost, generations like a shadow.
İnsanlık tarihi kadar eski olan travma kavramı sanat, edebiyat, bilim, felsefe gibi pek çok farklı disiplinin
ortak çalışma konusu olmuştur. Travma tek bir olayda ortaya çıkabileceği gibi, büyük afetler, toplu kıyımlar gibi
çok büyük ölçülerde meydana gelebilir. Travmatik durum gerçek bir tehdit ile kişinin baş etme gücü arasındaki
dengesizliktir. Olayın meydana geliş şekli, var olan destekler, psikopatolojik yatkınlık, önceki travmaların varlığı
gibi çeşitli nedenlerden ötürü etkileri kişiden kişiye göre farklılık gösterebilir. Günümüzde gelişimsel
psikopatoloji alanında deneyimler arttıkça ilgi anıların zihinde nasıl saklandığına, bu anıların günlük algıları
nasıl etkilediğine ve dış gerçeklikle nasıl anlamlandırıldığına kaymıştır. Çocukluktan hatta doğumdan itibaren
yaşanılan olayların her bir birey üzerinde farklı etkiler yaratabildiği gerçeğinin yanı sıra her bir deneyim aynı
şekilde mi ruhsallığa işlenir? Yapılan çalışmalar travmatik deneyimin travmatik olmayan bir olaydan farklı bir
şekilde kodlandığını göstermiştir. Travmatik deneyimin sadece seçilmiş bir kısmı, açık işlem için gerekli olan
“bilinçli” odak dikkatiyle işlenebilir. Travma sırasında duygusal selleri azaltma ihtiyacı, dikkatin bir deneyimin
travmatik unsurlarından uzaklaşmasına neden olabilir ve bazı travmalar kişinin öznel baş etme gücünü aşar ve
ruhsallığın hayatta kalabilmesi için disosiye edilir. Özellikle çok ağır toplu yaşanan travmatik durumlarda
travma bir hayalet gibi nesillerin bir gölge gibi takip eder.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 3 |