İnsanoğlunun kendini arayışı, tarih boyunca farklı farklı şekillerde ama sürekli olarak devam etmiştir. İlkin doğaya yönelme şeklinde kendini ortaya koyan söz konusu arayış serüveni, daha sonra değer küresi ekseninde ve sonrasında da rasyonalite ve bilimsellik söylemleriyle kendini ortaya koymuştur. İnsanın kendi “ne?”liğini, “kim?”liğini, “ben”ini tespit etme veya keşfetme serencamının daha doğru bir bilgi temeli üzerine kurulması süreç içinde bir zorunluluk olarak belirmiştir. Özenin kendini bilme serüveninde güvenilir doğru bilgiye ihtiyaç duyulduğu açıktır. Söz konusu doğru bilgi için de bir takım belli ilkelere, esaslara ve yasalara uygunluğun ve ölçülebilirliğin arandığı görülmektedir. Felsefî sorgulamanın temel sorularından olan “ne?”, “nasıl?” ve “niçin?”in iç tutarlılığa ve mantıksal çıkarıma uygun cevapların tespitinde etkin olarak kullanıldığı bilinmektedir. Nedensellik olarak da özetlenebilecek söz konusu sorgulamada hem hedefin hem de hedefi ortaya koyanın öznenin kendisi olması dikkat çekicidir. Zira bu, insanın ayırt edici özelliklerini de tespit etme serüveni olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle reel ve rasyonel bilimsel kriterlere isnat edilerek, insanın “Temel nedenlere, kritik ve analitik tahlillere, iç tutarlılığa, deneye ve deneyimlemeye konu edilmesi önem arz etmektedir. Öznenin bu bilinçle kendini örme ve keşfetme çabasında, insanın muhatap olduğu hemen her alanın bilimsel metodoloji çerçevesinde irdelendiği görülmektedir. Her bilimsel sahanın da kendine has metodu ve ilkelerinin olduğu bir gerçektir. Söz gelimi, Fen ve Matematik Bilimleri ile Sosyal Bilimler sahalarının her birinin kendi yapısına göre araştırma kriterleri birbirinden farklılık arz etmektedir. Ancak tüm bunlara rağmen, belli bir yasaya (ilkelere) uygunluğunun aranması ortak noktaları olarak ifade edilebilir. Öznenin kendisini örmesi ya da kendi benini inşa etmesi olarak değerlendirilebilecek olan bu süreçte “temellendirme, bağlam oluşturma ve sürdürülebilirlik” ilkelerini gözetmenin ne kadar önemli olduğu açığa çıkmaktadır. Mezkûr ilkeler vesilesiyle, bilimsel faaliyetlerdeki "nedensellik" sorgulamasının nihai gayesi üzerinde derinlikli bir düşünüş geliştirildiği de görülmektedir. Nitekim bu çalışmada da bilimsel faaliyetlerin ve bilimsel çalışma süreçlerinin öznenin kendi benini inşa etmesiyle ilişkisi kurulmaya çalışılmaktadır.
yok
yok
Editörlük ve hakemlik sürecinden sonra uygun görülmesi durumunda sürece dahil edilmesini temenni ediyorum. Tespit edilecek muhtemel Teknik kusurlar için gereken revizyon yapılacaktır. İlginiz için teşekkür ederim.
Man's search for himself has continued throughout history in different ways, but constantly. The adventure of search in question, which first manifested itself in the form of turning to nature, then revealed itself in the axis of the value sphere and then with the discourses of rationality and scientificity. It has emerged as a necessity in the process that the process of determining or discovering one's own "what?", "who", "I" is based on a more accurate knowledge. It is clear that reliable and accurate information is needed in the adventure of self-knowledge. It is seen that conformity and measurability with certain principles, principles and laws are sought for the correct information in question. “What?”, “how?”, which is one of the basic questions of philosophical inquiry. and “why?” are known to be used effectively in determining the answers that are suitable for internal consistency and logical inference. In the questioning, which can also be summarized as causality, it is remarkable that both the target and the subject revealing the target are the subject. Because this is the adventure of identifying the distinctive features of human beings. For this reason, it is important that human beings are subject to “fundamental reasons, critical and analytical analyzes, internal consistency, experimentation and experimentation by referring to real and rational scientific criteria. In the effort of the subject to knit and discover himself with this awareness, it is seen that almost every field that man is in contact with has been examined within the framework of scientific methodology. It is a fact that every scientific field has its own methods and principles. For example, the research criteria of each of the fields of Science and Mathematics and Social Sciences differ from each other according to their own structure. However, despite all these, the search for compliance with a certain law (principles) can be expressed as their common point. In this process, which can be considered as the subject's knitting or constructing his own self, it becomes clear how important it is to observe the principles of "foundation, context creation and sustainability". On the occasion of the aforementioned principles, it is seen that a deep reflection has been developed on the ultimate purpose of the questioning of "causality" in scientific activities. As a matter of fact, in this study, it is tried to establish the relationship between scientific activities and scientific work processes and the subject's self-construction.
yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sistematik Felsefe (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | yok |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 22 Ağustos 2023 |
Kabul Tarihi | 8 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 22 |