Haçlı istilalarının başladığı dönem Müslümanlar için sıkıntılı bir dönemin başlangıcıdır. Bu süreçte birbirleriyle ihtilaf halinde olan Müslümanlar Haçlılara engel olmuş ve bu doğrultuda onlara karşı en büyük mücadeleyi ise Zengîler vermiştir. Haçlı ordularına galip gelebilmek için ilk önce bölgedeki birliği sağlamanın gerekliliğine inanan İmâdüddin Zengî, çevredeki Müslüman emirlikler ve devletlerle de mücadele etmek durumunda kalmıştır. Bu amaçla Tikrît civarında giriştiği bir mücadele sırasında aldığı mağlubiyetin ardından Eyyûb ve Şîrkûh’un yanına iltica etmiştir. İmâdüddin, bu zor zamanında kendisine yardım eden bu kardeşlerin iyiliğini asla unutmamış, yanına sığındıkları vakit onlara kucak açmıştır. Fakat onun ölümü sonrasında Eyyûb ve Şîrkûh ayrılmak durumunda kalmış, Şîrkûh Zengîlerin hizmetinde kalırken Eyyûb ise Dımaşk Atabeyliği’nin emri altına girmiştir. Artık bu dönemden itibaren Zengî Devleti içerisinde daha aktif rol almaya başlayan Şîrkûh’un ilk ve belki de en önemli icraati 541/1146 senesinde Nureddin’in Halep hükümdarı olmasını sağlamasıdır. İlk andan itibaren Nureddin’e sadık kalan Şîrkûh İmâdüddin’in ölümü sırasında ortaya çıkan kaosu harika bir şekilde yönetmiş, Vezir Cemaleddin’e katılmayı reddetmiş ve Nureddin’i Halep’e getirerek hükümdar olmasını sağlamıştır. Bununla beraber Şîrkûh askeri yetenekleri sayesinde birçok muharebenin kazanılmasında mühim bir role sahiptir. Üstün yetenekli bir komutan olmasına karşın aynı zamanda iyi bir idareci ve diplomat olan Şîrkûh, 546-549/1151-1154 tarihleri arasında Dımaşk’ın Zengîlere katılması sürecinde Nureddin’in temsilcisi olmuştur. Ayrıca kendisine verilen iktâların çokluğu sebebiyle devlet içerisinde en büyük toprağa sahip emir olmuştur. Nureddin’in 552/1157 ve 553/1158-1159 tarihlerinde hastalık geçirdiği dönemlerde de devletin bekasını temin eden kişi yine Şîrkûh olmuştur. O, yeğeni Selahaddin’in yetişmesinde ve tarih sahnesine çıkmasında da yadsınamayacak derecede mühim bir konuma sahiptir.
The beginning of the Crusader invasions was the beginning of a troubled period for Muslims. In this process, Muslims, who conflicted with each other, were unable to prevent the Crusaders. In this direction, the Zengids fought the most significant struggle against them. Imād al-Dīn Zengī, who believed that defeating the Crusader armies, it was necessary first to ensure unity in the region, also had to fight with the surrounding Muslim emirates and states. For this purpose, he defected to Ayyûb and Shîrkûh after he was defeated during a struggle around Tikrît. Imād al-Dīn never forgot the kindness of these brothers who helped him in this difficult time and welcomed them when they took refuge with him. However, after his death, Ayyūb and Shīrkūh had to separate, and Shīrkūh remained in the service of the Zengids, while Ayyūb came under the command of the Dımashk Atabeyate. Shīrkūh began to play a more active role in the Zengid Empire from this period onwards, and his first and perhaps most important act was to ensure that Nureddin became the ruler of Aleppo in 541/1146. Shīrkūh, who remained loyal to Nūr al-Dīn from the first moment, skillfully managed the chaos that emerged during Imād al-Dīn's death, refused to join the vizier Jamaluddin, and brought Nūr al-Dīn to Aleppo and made him the ruler. Moreover, Shīrkūh played a critical role in winning many battles thanks to his exceptional military skills. Shīrkūh, who was a gifted commander but also a good administrator and diplomat, became Nûr al-Dīn’s representative in the process of the annexation of Damascus to the Zengīs between 546-549/1151-1154. In addition, he became the emir with the largest land in the state due to the large number of ichthas given to him. Shīrkūh was also the one who ensured the survival of the state during the periods of Nūr al-Dīn's illness in 552/1157 and 553/1158-1159. He also played an undeniably important role in the upbringing of his nephew, Saladin, and his emergence on the stage of history.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi |
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 22 |
Bartın Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 (CC BY-NC) Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/