Ömer en-Nesefî (ö. 537/1142) ve Zemahşerî (ö. 538/1144) İslâmî ilimlerin birden fazla dalında yetkinliğe sahip çok yönlü iki müfessirdir. Makalede, bu iki âlimin tefsirlerinde âyetlerdeki meânî sanatlarını yorumlama şekilleri karşılaştırmalı olarak incelenmektedir. Nesefî ve Zemahşerî’nin mukayeseye konu olan yanları, farklı itikadî düşünce sistemlerine ve farklı ilmî bakış açılarına sahip olmalarıdır. Bunun yanı sıra iki âlimin düşünce sistemlerini yansıtan tefsirleri, karşılaştırma yapılmasına olanak sağlamaktadır. Bu tefsirlerde yer alan tüm meânî sanatlarını bir makalede anlatmak mümkün olmadığı için bir örneklem olarak Fâtiha sûresi seçilmiştir. Besmeleden başlanarak sûrenin son âyetine kadar iki müfessirin yorumları doğrultusunda tespit edilen meânî sanatları, çalışmanın başlıklarını şekillendirmektedir. Böylece farklı itikadî ekollere mensup muasır ve çok yönlü iki âlimin, tefsirlerinde âyetlerdeki meânî sanatlarına yer veriş ve işleyiş tarzlarının incelenmesi hedeflenmiştir. Bu şekilde belâgat ilmi henüz müstakil bir kimlik kazanmamışken dönemin önemli âlimlerinden âyetlerdeki meânî açıklamalarını nasıl ele aldıklarına dair bulgular elde edilmiştir. Belâgatın meânî, beyân ve bedî‘ şeklinde henüz teşekkülünü tamamlamadığı bir dönemde tefsirlerinde meânî ilmine dair yaklaşımlarının sunulması bu ilmin gelişim sürecinin anlaşılmasına katkı sağlaması bakımından önem arz etmektedir.
Omar al-Nasafî and al-Zamakhsharî are scholars who possess expertise in multiple branches of Islamic sciences. In this paper, the manner in which two exegetes interpret the ma‘ânî arts in their exegeses have been analysed extensively in a comparative manner. The points of comparison between al-Nasafî and al-Zamakhsharî are that they have different aspects of scientific perspectives and theological thought systems. In addition, the exegeses of these two exegetis, which reflect their thought system enable comparison. Due to the impossibility of discussing all ma‘ânî arts within the scope of an article, Surah al-Fâtiha has been chosen as an example. The ma‘ânî arts that are identified through two exegetis interpretations of the beginning of Basmala to the last verse of the surah, shape the focus of this study. Thus, it is aimed to analyse the way in which the two contemporary and well-rounded exegetis who belong to different theological schools. They included the ma‘ânî arts in verses and discussed them in their exegeses. In this way, evidence has been obtained regarding how the prominent scholars of the period interpreted the meanings of the verses before the science of rhetoric had not gained an independent scientific identity. It is important to present scholars’ approaches in their exegeses regarding the science of ma‘ânî to understand the development process of this science during a period when rhetoric was incomplete in terms of its three aspects - ma‘ânî, beyân and bedî‘.
Arabic Language and Rhetoric Ma‘ânî Nasafi Zamakhsharî Taysîr Kashshâf
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 28 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 6 |
Burdur İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.