Bu makalede, yapay zekâ teknolojilerinin ilahîyat disiplini içerisinde özellikle siyer ve hadis alanlarında sunduğu teknik imkânlar ile bu teknolojilerin doğurduğu etik riskler kapsamlı bir şekilde ele alınmaktadır. Geniş veri setlerini analiz edebilme, metin madenciliği, doğal dil işleme, simülasyon ve görselleştirme gibi yeteneklere sahip yapay zekâ sistemleri, Hz. Peygamber’in hayatı ve sözlerinin değerlendirilmesinde klasik yöntemleri destekleyen birçok yenilik getirmiştir. Rivayetlerin sistematik olarak sınıflandırılması, metinler arası karşılaştırmaların yapılması, sosyal ilişki ağlarının modellenmesi, el yazması eserlerin dijitalleştirilmesi ve kronolojik haritalandırma gibi işlemler, bu teknolojilerin sunduğu katkılardan bazılarıdır. Ancak yapay zekâ sistemlerinin büyük ölçüde Batı merkezli veri havuzlarından beslenmesi, klasik Arapça kaynakların yetersiz temsil edilmesi, algoritmalarda şeffaflık eksikliği ve içerik üretiminde geliştiricilerin dünya görüşünün belirleyici olması gibi faktörler, Peygamber algısında anlam kaymalarına ve hatta tahrif riskine yol açmaktadır. Ayrıca Hz. Peygamberin hayatına dair olayların vahiy boyutu göz ardı edilerek salt stratejik veya sosyolojik bir çerçevede yorumlanması, risalet görevinin ruhunu ve manevi boyutunu ihmal eden yaklaşımlar arasında yer almaktadır. Buna ek olarak, görselleştirme ve simülasyon tekniklerinin Hz. Peygamber’in suretini temsil eden figürlerle sunulması, İslam’ın tarih boyunca koruduğu temsile dair hassasiyetlere aykırıdır ve geleneksel Peygamber tasavvurunu sarsabilecek riskler taşımaktadır. Hadislerin bağlamdan kopuk biçimde çevrilmesi, anlam kaymaları, kültürel uyumsuzluk ve üslup deformasyonları gibi sorunları da beraberinde getirmektedir. Makalede, bu tür sorunların temelinde etkileşimli, sistematik ve seçici algoritmik önyargıların bulunduğu, bu önyargıların veri seti seçiminden programcı etkisine kadar çok katmanlı bir yapı arz ettiği o”rtaya konmaktadır. Sonuç olarak, siyer ve hadis verilerinin dijitalleştirilmesi sürecinde yapay zekâ sistemlerinin ilmî sadakat ve dinî sorumluluk çerçevesinde kullanılması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda “İlahiyat Araştırmalarında Yapay Zekâ Etik Belgesi” ve “Siyer ve Hadis Araştırmalarında Yapay Zekâ Etik Belgesi” hazırlanmasının zaruret olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca, yapay zekâ etiğinin temellendirilmesinde hadis ve sünnetin esas alınmasının, İslamî bir etik perspektifin inşasına ciddi katkılar sunacağı ileri sürülmektedir.
This article comprehensively addresses the technical possibilities and ethical risks posed by artificial intelligence (AI) technologies in Islamic theology, particularly within the fields of Sirah (Propheitic Biography) and Ḥadith studies. AI systems equipped with capabilities such as big data analysis, text mining, natural language processing, simulation, and visualization have introduced significant innovations that support classical methods in evaluating the life and sayings of the Prophet. Contributions include systematic classification of narrations, intertextual comparisons, modelling of social networks, digitization of manuscripts, and chronological mapping. However, the dominance of Western-centric data sources, the underrepresentation of classical Arabic texts, lack of transparency in algorithms, and the influence of developers' worldviews raise concerns about semantic distortion and theological misrepresentation. Events from the Prophet’s life are often interpreted through sociological or strategic lenses, neglecting their revelatory and spiritual dimensions. Furthermore, the use of visual representation and simulation techniques to depict the Prophet conflicts with long-standing Islamic prohibitions on figural depictions, threatening traditional perceptions of Prophethood. The translation of Hadiths without context has also led to meaning shifts, stylistic inconsistencies, and cultural dissonance. The article identifies interactive, systematic, and selective algorithmic biases as the root of these problems, revealing a multilayered structure influenced by both data selection and programmer input. In conclusion, it emphasizes that AI systems must be used with scholarly integrity and religious responsibility in digital Sirah and Ḥadith research. The development of an “Ethical Code for AI in Islamic Studies” and a dedicated “Ethical Framework for AI-Based Sirah and Ḥadith Research” is deemed essential. Grounding AI ethics in the Prophetic Sunnah and Ḥadīth tradition, the article argues, can offer a meaningful foundation for constructing an Islamic ethical paradigm in the age of AI.
Prophet Muhammad Artificial Intelligence Sirah Ḥadith Ethics
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Yapay Zekâ Felsefesi, İslam Tarihi |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 26 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 29 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2025 |
| Kabul Tarihi | 8 Ekim 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 30 |