In the age of modern art artists have went beyond the thought of merely creating a lasting work of art and endeavoured to make new experiments. All kinds of knowledge, scientific inventions, the new techniques and technologies as well as all kinds of objects used in daily life have found a place in the works of art. Individuak feeling and thoughts have come to the forefront and the limits of sculpture have been exceeded. Artists who have got supoort from cientific inventions in their works have not contented themselves only with nature and begun setting up relations with the industrial environment and have created new art movements.By the same token, kinetics which is in fact the branch of science that examines the movements in nature has been the subject of art and especially sculpture. This subject which attracted the interest of artists in 1950 for the first time and influenced them enormously has led to the achievement of quite successful results and taken its proper place in the history of art after 1960. Kinetic sculpture which is produced as a result of the joint efforts of engineers and artists most of the time makes ample use of the contemporary technology. Possibilities of movement by means of such natural factors as wind, air, water or touching of an individual has taken the form of movement that can be controlled with the help of technology and gains permanency.
Modern sanatla sanatçılar sadece kalıcı iş yapma düşüncesinden öteye gitmişler, yeni denemelere başlamışlardır. Her türlü bilgi, bilimsel buluşlar, yeni teknik ve teknolojinin sağladıkları yanında, sıradan günlük kullanıma yönelik her türlü nesne sanat eserinde kendine yer bulmuştur. Bireysel duygu ve düşünceler ön plana çıkmış, heykelin sınırları aşılmıştır. Eserlerinde bilimsel buluşlardan destek alan sanatçılar, sadece doğayla yetinmemişler, endüstrinin hazırladığı çevreyle ilişki kurmaya başlamışlar ve yeni yeni sanat akımları çıkarmışlardır.İşte kinetik de, aslında hareket olaylarını inceleyen bir bilim dalı olmasına rağmen, sanatın ve özellikle heykelin bir konusu olmuştur. İlk kez 1950’lerde sanatçıların ilgisini çeken ve fazlasıyla etkileyen bu konu, sonuçta ortaya oldukça başarılı sonuçlar çıkarmış, 1960’tan sonra ise artık sanat tarihinde yerini almıştır.Çoğu zaman mühendis ve sanatçıların ortak çalışarak ürettikleri kinetik heykelde çağdaş teknolojinin olanaklarından fazlasıyla yararlanılmıştır. Doğal yollarla, rüzgâr, hava su ya da insanın dokunmasıyla gibi hareket olanakları, teknoloji yardımıyla kontrol edilir ve sürekliliği olan hareket şeklini almıştır.
Diğer ID | JA94SH57HM |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2012 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 1 Sayı: 1 |