Modern aviation experienced a dramatic change with the usage of air balloon as a component of the war between France and Austria in 1794. Subsequently, a new sector which profoundly affected the lives of humankind was born with the usage of glider and plane in the 20th century.Aviation soon gained a military nature. Tripoli war holds an important place in terms of firsts in aviation history. World War I, on the other hand, was a period that military aviation proved itself.During the World War I, many countries realized significant progress in aviation. Naturally, industrially developed nations held brighter success than others. During the war, Ottoman Empire was able to stand firm in eight fronts with approximately 500 aircraft for 4 years, during that period however 200.000 aircrafts were produced all over the world. Nevertheless, the full tragedy applied with the British air dominance in Palestine Front turned into a massacre. While the British and French had the superiority 1/14 rate at the early times in Dardanelle Front, this number changed in favor of Turks as 1/7 later on. The Turks shot down approximately 60 airplanes in this front during the war. Every phase of military campaign was reconnoitered by Turkish Air Force and thus the opportunity of getting ready was provided to the Turkish Army.Dardanelle Air Operation in which Ottoman and German aviators took part has an exceptional place in the view that land, naval and air components were all included in this operation as a joint force. It was an important process in terms of principles of operations in which has many firsts.This is applied since it is concluded that it has learning based effects and makes easier.Keyswords: Ottoman, Emperor, Dardanelle, Aircraft, Warluş hikâyesinin başlama yeri olması, Türk tarihinde yeni bir dönemin başlamasına vesile olacak gelişmelere mekân olması yanında İngiltere’nin dağılma sürecinin kilidini açan gelişmeler ve nihayet “güneş batmayan imparatorluk” imajının çizilmesi burada tezahür etmiştir. Askeri açıdan bakıldığında birçok boyutu olmakla birlikte Osmanlı İmparatorluğunun icra ettiği ilk 3 unsurlu müşterek harekât olması bakımından da ayrı bir önemi bulunmaktadır. Çanakkale Cephesinde Türkiye’nin geleceğinde etkili olacak liderler ortaya çıkmıştır. Mustafa Kemal başarısı ile öne çıkan liderlerden en önemlisidir. Enver Paşa’nın Karargâhı’nda da büyük bir sempati ile karşılanan bu başarı takiben yalnız bir tümenin başarısı olmaktan öte, genel savaşın seyrini değiştiren tarihte pek az rastlanan bir dönüşümün başlangıcı olmuştur.1Çanakkale Cephesi’nin açılmasında birçok faktör rol oynamıştır. 19 Ağustos 1914’de Yunanistan’ın, Balkan Savaşlarında ele geçirdiği adaların güvenliğini sağlamak ve Ege’de Türk varlığına son vermek için bölgede bir cephe açılması talebi İtilaf güçlerince erken bulunmuştur. Yunanlar, Gelibolu’nun 90.000 askerle işgalini İtilaf devletlerine önermiştir. Ancak Yunanistan, Bulgaristan’ın Almanya yanında harbe girme ihtimali üzerine bu önerisinden vazgeçmiştir. Bu durum Rusya’yı da oldukça rahatsız etmiş ve Rus Dışişleri bakanı Sazanof hatıratında;”Müttefiklerle çıkarma işi konuşulurken kıskançlığımı gizlemekte büyük zorluk çektim” demiştir.2 İngilizler Süveyş Kanalı’nın Türk etki alanına girmesini istememekteydi. Türklerin başka yerlere yöneltilmesi gerekiyordu. Avrupa’da mevzi harbine dönüşen durum ise yeni bir etki alanı oluşturmayı kaçınılmaz hale getirmiştir.3Osmanlı İmparatorluğunun savaşa girmesi ile birlikte Rusya’nın müttefikleri ile olan ilişkisi kesilmiştir. Savaşın ilk başında Batı Cephesi’nde Fransa Cephesinde Alman saldırıları durdurulmuştur. Bu gelişmeler üzerine İngiltere Bahriye Bakanı Winston Churchill Çanakkale’nin denizden geçilerek İstanbul’un kontrol altına alınmasını istemiştir. Kendisine karşı muhalif fikirler olmasına rağmen fikrini, 28 Ocak 1915 tarihli Harp Meclisi’nde kabul ettirmiştir. Churchill Savaşın sonucunu: ”Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısında adeta bir kale gibi dikilmişlerdir.”sözleriyle değerlendirmiştir. Keza Churchill 1920’lerde yazdığı eserinde de Atatürk için “kaderin adamı” demektedir.4
Modern havacılık 1794 yılında Fransa-Avusturya Savaşında balonun savaşın bir unsuru olarak kullanılması ile büyük bir değişim yaşamıştır. Takiben planörün kullanılması ve son olarak 20’inci asırda uçağın kullanılması ile insanlığın yaşamını derinden etkileyen yeni bir sektör doğmuştur. Havacılık kısa süre içerisinde askeri bir mahiyet kazanmıştır. Trablusgarp Savaşı havacılık tarihinde ilklerle doludur. Birinci Dünya Savaşı ise havacılığın askeri vasfının kendini ispat ettiği bir dönem olmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nda birçok ülke havacılıkta önemli gelişmeler sağlamıştır. Doğal olarak endüstriyel bakımdan gelişmiş ülkeler daha parlak başarılar elde etmiştir. 200.000 uçağın üretildiği bu savaşta Osmanlı İmparatorluğu 8 Cephede yaklaşık 500 uçakla 4 yıl direnebilmiştir. Ancak Filistin Cephesi’nde İngilizlerin hava hâkimiyeti ile uyguladıkları trajedi tam bir katliama dönüşür. Çanakkale Cephesi’nde ilk zamanlar İngiliz ve Fransızlar 1/14 oranında bir üstünlüğe sahipken zamanla bu rakam 1/7 olarak Türklerin lehine değişir. Türkler bu cephede savaş boyunca 60 civarında uçak düşürmüştür. Harekâtın her safhası Türk ordusunun hava kuvvetleri tarafından önceden keşfedilmiş ve Türk ordusunun kara kuvvetlerine hazır olma fırsatı sunmuştur. Türk ve Alman havacıların görev aldığı Çanakkale Hava Harekâtı; kara, deniz ve hava unsurunun müşterek olarak yaptıkları bir harekât olması bakımından da Osmanlı havacılık tarihinde müstesna bir yere sahiptir. Harekât prensipleri bakımından da birçok ilklerin yaşandığı önemli bir süreçtir. Hava harekâtı eksenli çalışılan bir makale, öğrenmeye etki odaklı tesirleri olacağı ve kolaylığı sağlayacağı değerlendirilmiş olduğundan uygulanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mayıs 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 13 Sayı: 18 |