Akdeniz ve hinterlandı, dünya deniz ticaretinin önemli merkezlerinden biridir ve bu özelliği nedeniyle de tarihin her döneminde devletlerarasında büyük ticarî/ siyasî rekabete sahne olmuştur. Söz konusu coğrafyanın tarih boyunca değişmeyen bu gerçeğine, Avrupa’da yaşanan Sanayi Devrimi sonrasında yeni siyasî aktörler dâhil olmuştur. Akdeniz hinterlandının stratejik öneme sahip parçalarından biri olan Mısır ise hızla sanayileşen devletler tarafından geniş bir hammadde kaynağı ve pazar olarak görülen Doğu’nun kapısı konumundaydı. Doğal olarak bu yaklaşım, Mısır’ı uluslararası rekabetin başlıca unsurlarından biri kılmıştır. Devrin önemli siyasî aktörlerinden biri olan İhtilal Fransa’sı, bu yarışta öne geçmek amacıyla 1798 yılında Mısır’ı işgal etmişti. Ancak, en azından hukuken Mısır’ın hâkimi konumundaki
Osmanlı Devleti’nin bu hamleye İngiltere ve Rusya ile ittifak kurarak karşılık vermesi sonucunda Fransa, Mısır’ı ele geçirmek şöyle dursun bölgedeki üstünlüğü İngiltere ve Rusya’ya kaptırmıştı. Mısır’daki güç oyunlarında avantajlı konumunu kaybeden Napolyon, “Grande Pensee” olarak bilinen Doğu’ya hâkim olma düşüncesinden asla vazgeçmeyerek 1798 de savaş yoluyla kazanamadığı Mısır’ı barış ve diplomasi yoluyla ele geçirmeye çalışmıştır. Söz konusu politikanın öncelikli hedefi, Mısır’ın işgali esnasında Fransa’ya karşı oluşan Osmanlı-Rus-İngiliz bloğunu parçalamak ve bu parçalanmışlık içerisinde Mısır’da dolayısıyla Akdeniz ve hinterlandında Fransa’ya yeniden yer bulmaktı. Bu çalışmada, İhtilal Fransa’sının yıldızı parlayan lideri Napolyon Bonapart’ın Doğu siyasetinin hayata geçirilmesinde etkin ve belirleyici bir rol oynayan Horace Comte Sebastiani’ın 1801 İstanbul-1802 Kuzey Afrika-Mısır seyahatleri ve raporları değerlendirilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 27 |