Turkish foreign policy has aimed to improve regional neighborliness and defense relations while dealing with the accumulated problems arisen due to the legacy having received from the Ottoman Empire. Therefore, the most prominent factor, precipitating this post-legacy period, is the military and political conditions offered by the results of World War One. The conditions are, indeed, a precursor to World War Two. Being aware of the status quo leading to a war, Türkiye (Turkey) has entered into international alliances and formed regional defense pacts. Nevertheless, the agreements have not proceeded as expected due to the problems, posed by the history of the countries, needed to be overcome. Herein, Greece has a substantial degree. It can be stated that the approach of the decision-makers of Türkiye and Greece towards the solution of problems via pragmatic and rationalist policies has caused either hastening or suspension.
This research study focuses on Greece’s intra-political objections before and right after the agreement of the Balkan Entente as per the records of the Turkish Embassy in Athens. It is aimed to illustrate that the alliance and, thus, much-needed improvement of Turkish - Greek relations are deemed a requisite thanks to the pragmatic (realpolitik) approaches despite the countries’ opposition sides at the threshold of a war threatening both countries.
Türkiye (Turkey) Greece Balkan Entente Opposition Turkish Embassy in Athens
Türk dış politikası Lozan Antlaşması ile birlikte bir yandan Osmanlı Devleti’nden devraldığı mirasın yıllar içerisinde birikmiş sorunlarını çözmeye çalışırken bir yandan da bölgesel dostluk ve güvenlik ilişkilerini geliştirmeye çalışmıştır. Bu sürecin en önemli belirleyicilerinin başında ise Birinci Dünya Savaşı’nın sonuçlarının yarattığı siyasal ve askeri gelişmeler gelmiştir. Şüphesiz ki bu durum İkinci Dünya Savaşı’nın da habercisi olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti bölgesinin hızla savaşa sürüklenen bu gerçekliği içerisinde bir yandan uluslararası ittifaklara dâhil olurken bir yandan da bölgesel güvenlik antlaşmaları yapmıştır. Ancak bu durum sanıldığı kadar kolay olmamıştır. Nitekim sınır komşuları ile tarihsel süreçten gelen sorunların aşılması gerekmektedir. Ki bu noktada Yunanistan önemli bir yere sahiptir. Ancak her iki ülkenin karar alıcıların pragmatik ve akılcı siyaseti sorunların çözümünü hızlandırmış ya da bir süreliğine dondurmuştur.
Bu çalışmada Balkan Antantına giden süreçte ve hemen sonrasında Yunanistan iç politik gelişmelerindeki muhalif yaklaşımlar, Atina Türk elçiliği raporlarından hareketle incelenmeye çalışılmıştır. İki ülkenin savaşın yaklaştığı bir dönemde iç muhalefetlerine rağmen reel politiğin bir gereği olarak ittifaka ve bundan hareketle geliştirilmesine büyük önem atfedilen Türk-Yunan dostluğuna olan gereksinimleri açıklanmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 20 Sayı: 32 |