Margaret Atwood in The Handmaid’s Tale uses explicit postmodern strategies to characterize
both the totalitarian nature of oppression as well as the resistance against it. Her writing deals with an
imaginary land where women wake up to their self-consciousness, to struggle with the patriarchal social
order, and to forge connections among themselves. In a way, Atwood envisions her utopia. This her-topia
(a feminist discourse) is in fact a heterotopia which is the term used by Foucault to re-conceptualize space
as relational, heterogeneous, and open-ended. 3 Compared with utopia and dystopia, heterotopian novels explore issues neglected or satirical reversal of a perfectly regulated society. Depicted from the perspective
of women, feminist heterotopian texts call for societies that are ideal for women and also not the classed,
racial, and cultural other. They motivate their readers by “merging and hybridizing utopia and dystopia…as
interactive hemispheres rather than distinct poles.”4 That is to say, they “criticize, undermine, and transgress the established binary logic of classical utopia and dystopia” to create “an alternative world of transgressions, of new interstices and interrelations.”5 In The Handmaid’s Tale, in the form of the heterotopian novel, Atwood dissolves the division between utopia and dystopia to incorporate conflicting gender perspectives and concerns and the main aim of this paper is to analyze The Handmaid’s Tale as a heterotopian novel.
Heterotopian novel The Handmaid’s Tale Margaret Atwood women
Margaret Atwood, Damızlık Kızın Öyküsü’nde baskının hem totaliter (bütüncül) hem de baskıya direnen doğasını betimlemek için belirgin postmodern stratejiler kullanmıştır. Atwood’un eseri kadınların kendi kişisel bilinçleri için uyandığı, ataerkil sosyal düzen ile başa çıkmaya çalıştığı ve kendi aralarındaki ilişkileri biçimlendirdiği hayali bir ülkeyi ele almaktadır. Diğer bir deyişle, Atwood kendi ütopyasını göz önüne sermiştir. Bu, feminist bir söylem olarak, onun (kadının)-topyasıdır. Bir bakıma, Atwood’un kitabında kurduğu düzen, Foucault’nun tanımladığı gibi, uzamı ilişkisel, heterojen ve ucu açık olarak yeniden kavramsallaştıran bir heterotopyadır. Ütopya ve distopya (karşı utopia) ile kıyaslandığında, heteropik romanlar göz ardı edilmiş konuları veya mükemmel bir şekilde düzenlenmiş bir toplumun hicivsel tersten okunmasını işlerler. Kadınların bakış açılarından tarif edilen feminist heterotopik metinler, kadınlar için ideal olan ve ayrıca sınıflandırılmış, ırkçı ve kültürel ötekiye yer vermeyen toplumları çağrıştırmaktadırlar. Bu yazınlar, “ütopya ve distopyayı…farklı iki kutuptan ziyade etkileşimli yarım küreler olarak birleştirerek ve melezleştirerek” okuyucularını beslemektedirler. Bu da, Mohr’a göre, bu yazınların “sınırları aşılmış, yeni boşlukları ve karşılıklı ilişkileri olan alternatif bir dünya” yaratmak için “ütopya ve distopyanın kurulu olan çift mantığını” eleştirdiği, baltaladığı ve sınırlarını bozduğu anlamına gelmektedir. Damızlık Kızın Öyküsü’nde, heterotopik roman biçiminde, Atwood birbirleriyle zıtlık içerisinde olan cinsiyetçi bakış açılarını ve yaklaşımlarını tek bir çatı altına toplayabilmek için ütopya ve distopya arasındaki farklılığı çözümlendirmiştir. Bu çalışmanın amacı da Damızlık Kızın Öyküsü adlı romanı heterotopik bir roman olarak incelemektir.
Heterotopik roman Damızlık Kızın Öyküsü Margaret Atwood kadınlar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Çankaya University Journal of Humanities and Social Sciences
İletişim | Communication: e-mail: mkirca@gmail.com | mkirca@cankaya.edu.tr
http://cujhss.cankaya.edu.tr/about-the-journal
Çankaya University Journal of Humanities and Social Sciences Dergisi ulusal ve uluslararası
araştırma ve derleme makalelerini yayımlayan uluslararası süreli bir yayındır. Yılda iki
kez elektronik olarak yayımlanır (Haziran ve Aralık). Derginin yayın dili İngilizcedir.
CUJHSS, ISSN 1309-6761
cujhss.cankaya.edu.tr