Bireyin; ait olduğu toplumun deneyimleri, gelenek ve görenekleri, inançları ve tarihi gibi zaman içerisinde edindiği birikimle donanarak, o topluma ait olması ve toplumun kodlarına sahip olması “kültürlenme” olarak nitelendirilir. Bireyin kültürlenme sürecinde “toplumsal hafıza” ve “kültürel bellek” olarak adlandırılan iki kavram devreye girmektedir.
Toplumsal hafıza ve kültürel bellek aktarımının temel yöntemleri en basit şekilde sözlü aktarım, yazılı aktarım, görsel aktarım ve maddi aktarım olarak sınıflandırılabilir. Halk bilgisi ürünleri, toplumsal hafıza ve kültürel bellek aktarımını sağlayan en önemli unsurlardandır. Halk bilgisi ürünlerinin gelecek kuşaklara aktarılması, ürünlerin zamanın ihtiyaçlarına göre güncellenmesiyle mümkündür. Bu açıdan gelenek, bireysel yaratıcılığa izin veren bir yapıdadır. Değişirken gelişen halk bilgisi ürünleri, böylelikle asırlar boyunca kullanım ve aktarım bağlamına sahip olmaktadır.
Bugün elimizde sadece iki nüshası bulunan Dede Korkut Kitabı’nın yazılış tarihi 14. yüzyılın sonu-15. yüzyılın başı olarak tahmin edilmektedir. Dede Korkut Kitabı, kültürel bellek aktarımında yazı aracılığını kullanmaktadır. Bununla birlikte eserin oluşum sebebi, anlatmalarda sunulan sözlü gelenek ve günümüzde Türk boyları arasında tespit edilen versiyonları dikkate alındığında, eserin kültürel bellek aktarımında söz aracılığını da kullandığını söylemek mümkündür.
Bu makalede, öncelikle kültürel bellek aktarımının türleri ve yöntemleri üzerinde durulmuş ve uygulamalı halk biliminin önemine dikkat çekilmiştir. Daha sonra Dede Korkut Kitabı’nı geçmişten günümüze taşıyan çalışmalar tanıtılmış, geleneğin güncellenmesi yoluyla kültürel bellek aktarımının Dede Korkut Kitabı örneğinde gerçekleştirilmesine yönelik tespit ve öneriler sunulmuştur.Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Kasım 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 14 Sayı: 1 |