Çeviri asla yalnızca farklı dil topluluklarını birbiriyle
bağlantılandıran yansız bir iletişim aracı ya da bu topluluklar arasında dilsel
mesajların iletimini sağlayan tarafsız bir süreç olarak kavranamaz. Çeviri
edimi, bireyler ve kültürler arası etkileşimi düzenlemede bir model işlevi
yüklenebilmesi sebebiyle fazladan bir ethik değere de sahiptir. Paul Ricoeur’e
göre çevirinin hatırlama ve affetme edimlerine içkin olan anlatısallık ile
kurduğu bağ aynı zamanda bir değiş tokuş ilişkisi sayılabilecek çeviriyi
karakterize eden söyleşimsellik özelliğini de pekiştirir. Ricoeur, çeviriyi
çeşitli diller arasındaki dolayımlayıcı rolünden dolayı bir paradigma olarak
görür ve onu karşılıklı tanıma ilişkisini merkeze alan bir Avrupa ethosu
inşasında denetleyici eğretileme olarak düşünür. Bu makalenin amacı, ahlaki bir eylem olan
çevirinin sahip olduğu olanakların karşıt kültürel iddiaları dolayımlama ve
birbirine direnç gösteren kültürel davranışların gerilimini azaltmakta
kullanılmasını soruşturmaktır. Böylelikle, bu çalışmada irdelenecek nihai soru
çevirinin daha çoğulcu ve demokratik bir sivil toplumun teşvik edilmesi için
ulus-devletin sınırlarını aşmak yönünde evrensel bir model sunma kapasitesine
sahip olup olmadığıdır.
Bölüm | Beşeri Bilimler Sayısı |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 15 Sayı: 1 |