Türk
edebiyatının önde gelen çağdaş yazarlarından biri olan Ayfer Tunç, romanlarında
modernizmin açmazlarına vurgu yapmakta ve modernleşen dünyada, toplumdan ve
doğadan yabancılaşan insanların çelişkilerine yer vermektedir. Tunç’un
edebiyatında, “özgürlük”, “karar alabilme” ve “doğruyu arama” gibi temalar,
modernizme ilişkin çeşitli toplumsal ve siyasal sorunlarla birleşerek genişler
ve etkinleşir. Kamusal alan, bir ortak dünya yaratma eylemi olarak bu temalar
çerçevesinde değerlendirilir. Tunç’un modernizmle hesaplaşma çabası, tıpkı 20.
yüzyılın en önemli düşünürlerinden biri olan ve kitle siyaseti üzerine çalışan
Hannah Arendt’inki gibi, “faillik”, “iktidar”, “kamusal alan”, “kötülük”,
“şiddet” gibi kavramların gözden geçirilmesini de gerektirmektedir. Bu
makalede, Tunç ve Arendt bir araya getirilmekte ve modernizmin bazı
çıkmazlarını nasıl tartışmaya açtıkları ele alınmaktadır. Arendt’in ünlü
“kötüğün sıradanlığı” kavramlaştırması, modernizme getirilen önemli bir
eleştiri olarak tarihteki yerini almıştır. Tunç’un 2014’te yayımlanan romanı
Dünya Ağrısı, Arendt’in altını çizdiği “kötülüğün sıradanlığı”nı gözler önüne
sererken, yazarın 2009’da yayımlanan romanı Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış
Anlatılan Kısa Tarihi, bu kavramın önüne bir de “deliliğin sıradanlığı”nı
eklemektedir. Bu makalede, Tunç’un iki romanından yola çıkılarak, yazarın
modernizmde sezdiği ve kendine has bir üslupla edebiyata dönüştürdüğü
çıkmazlara yer verilmiş ve bu çıkmazlar Arendt’in kuramsal tartışmaları
ışığında ele alınmıştır.
Ayfer Tunç Hannah Arendt modernizm faillik kötülüğün sıradanlığı
Bölüm | Beşeri Bilimler Sayısı |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 15 Sayı: 1 |