hakkında bilgi verilmektedir. Burada Erdoğan, şairin doğum tarihinin belirsizliğiyle birlikte soyunun Hz. Peygamber’e dayandığını dolayısıyla “Seyyid” ve “Hâşimî” olduğunu bu yüzden de “Nüzûlî” mahlasının yanında zaman zaman “Seyyid” mahlasını kullandığını bildirmektedir. Bu bilgilerin ardından şairin dâhil olduğu tarikat silsilesini ayrıntılı olarak vermektedir. Nitekim Mustafa Efendi bağlı olduğu tarikat silsilesini divanının başında bizzat kendisi sıralamaktadır. Bu sıralamadan da anlaşılacağı üzere Kula oldukça canlı bir tasavvufî kültüre ev sahipliği yapmıştır. Kula ile özdeşleşen Mustafa Nüzûlî Efendi’nin vefatının ardından ailesi “Nüzûlîzâde” lâkabıyla anılmıştır. Bunlara ek olarak yazarımız bu bölümde Nüzûlî Efendi’nin babasının postuna geçişine dair anlatılan rivayetleri de “Menkîbevî Hayatı” başlığı altında aktarmaktadır. Erdoğan çalışmasının birinci bölümünün devamında Mustafa Efendi’nin edebî kişiliği ve divânı ile yetiştiği çevre ve etkilendiği kişiler hakkında bilgi vermektedir. Nüzûlî Efendi’nin; Süleymaniye Kütüphanesi, Koyunoğlu müzesi ve Sadberk Hanım Müzesi’nde olmak üzere toplam 3 yazma nüsha, Şeyh Mehmed Emin Tevfik tarafından Ahmet Kâmil matbaasında eski yazı ile basılan bir de matbu nüshasının bulunduğu bilgisini vermektedir. Bunun yanında bu nüshalara nasıl ulaşıldığını, hem dış görünüş hem de içerik hakkındaki bilgileri ve bu nüshaları karşılaştırma sürecini okuyucuya aktarır. Prof. Dr. Kenan Erdoğan, karşılaştırma sonucunda eksiksiz ve müellif hattı bir nüsha bulunamadığı için metin kısmının oluşturulmasında mana ve veznin ön planda tutulduğunun altını çizerek divânın muhtevası hakkında okuyucuyu aydınlatır. Sık kullanılan redifleri gösterdikten sonra şairin üslubunun külfetsiz ve yalın olduğunu belirtir. Fakat Nüzûlî vezin konusunda çok esnek davranmış, hece ve aruzu istediği şekilde birleştirerek kullanmıştır. Eserde, Nüzûlî’nin etkilendiği kişi ve çevreler arasında gösterilen Vâhib Ümmî, Eroğlu Nûrî, Zuhûrî, Mazhârî, Niyâzî-i Mısri, Süleyman Hakîrî gibi şairler hakkında bilgiler ve Nüzûlî Efendi’nin bu şahıslardan ne yönde etkilendiğine de yer verilmiştir. Birinci bölümün son kısmında taziyetnamesinin içeriği hakkında bilgi veren yazarımız ardından divan metnini oluşturan ikinci bölüme geçer. Çalışmanın ikinci bölümünde divan metni itina ile transkribe edilmiş ve şiirler hece ya da aruz ölçüleriyle birlikte üç nüshanın da karşılaştırması yapılıp farklar belirtilerek verilmiştir. Çalışma, eserin dili oldukça sade olsa da anlamakta sıkıntı çekebilecek olanlar için sözlük kısmının ardından hem Kula
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 11 Sayı: 3 |