Kuhn draws a distinction between normal science and revolutionary science. Normal science refers to “puzzle-solving” science that scientists carry out on a daily basis. Revolutionary science, as the name implies, consists of those much rarer occasions when a significant shift is made in scientific thinking. Essentially scientific revolutions mark the acceptance of a new paradigm in place of the old theories. This is perhaps most plainly illustrated by the Copernican revolution whereby the Ptolemaic view of an earthcentered universe was replaced by Copernicus’ heliocentric theory. Scientific revolutions are characterized by the controversial rejection of the old theory, effectively rendered incompatible with the new theory, and the proliferation of a new set of scientific problems for scientists to reflect on. Revolutionary science does not just spring from nowhere or out of the unprecedented brilliance of one or a few scientists. It is the result of a continual process of “anomaly accumulation”, “novelty recognition”, and “crisis”. This paper is interested in Kuhn’s The Structure of Scientific Revolutions so as to describe shortly the scientific cycle of normal science and revolutionary science through these terms on the 50th anniversary edition of the book.
Anomaly accumulation novelty recognition crisis scientific revolutions
Kuhn, olağan bilim ve devrimci bilim arasında bir ayrım yapar. Olağan bilim, bilim adamlarının günlük olarak yürüttükleri "bulmaca çözme" etkinliği olarak bilim anlamına gelmektedir. Devrimci bilim, adından da anlaşılacağı gibi, bilimsel düşünmede önemli bir değişikliğe gidildiğinde, çok nadir durumlarda görülen bilimin adıdır. Esasen bilimsel devrimler, eski kuramların yerini yeni bir paradigmanın almasıyla belirlenirler. Bu durum en açık bir biçimde Batlamyos’çu yer merkezli bir evrenin yerini Kopernik’çi güneş merkezli bir evren kuramının almasıyla görülmüştür. Bilimsel devrimler yeni kuramla uyumsuz tartışmalı eski kuramın yadsınması ve bilim adamlarının üzerlerinde düşünmesi için bir dizi yeni bilimsel problemler getirilmesiyle ıralanırlar. Devrimci bilim, durduk yerde hiç yoktan ortaya çıkmaz veya bir ya da birkaç bilim adamının parlak zekasından fışkırmaz. Bu durum devam eden “aykırılık birikimi”, “yeniliğin farkına varma” ve “bunalım” sürecinin bir sonucudur. Eldeki mevcut çalışma, bu kavramlar aracılığıyla, Kuhn'un Bilimsel Devrimlerin Yapısı adlı eserinde irdelediği olağan bilim ve devrimci bilim bilimsel döngüsünü, kitabın baskısının ellinci yılında, kısaca gözler önüne sermeyi amaçlamaktadır.
Aykırılık birikimi yeniliğin farkına varma bunalım bilimsel devrimler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 11 Sayı: 1 |