The Turks, who founded strong states in many historical periods, gave always great importance to the army. In Turkish states the economic, social and political conditions have always revealed the perception of the army to be always strong. This perception caused them to make arrangements through the army, especially with the expension of borders in the Ottoman period, when it gained even more importance. However, this situation not only caused the increase in the influence of the army on government, but also the appearence of the perception of army-based politicism. This condition also at times caused army-political conflicts in the Ottoman State. In the period of stagnation and decline, the Janissaries played a role in determining who was in power. When they were not pleased about the holder of power, they attempted to change the system by prompting a revolt. This developement caused disorganization in order and discipline. After this, even though the guild of janissaries was disbanded, the influence of the army on the government did not decrease but, on the contrary, the army became increasingly politicized. This because the modern military schools, which had been opened from the Tanzimat period onwards, caused a strong military structuring against the government. This structuring became stronger in the reign of Sultan Abdülhamid IInd and increased the pressure on the government through reacting to the policies which were applied by him. The movement of constitutionalism in 1876 and 1908, caused the army to take a distinct role in politics after that. In the period of the second Constitution, the army-policy conflict increased, with the 31st of March and the Bab-ı Ali events being the most concrete examples of how effective the army was in influencing policy.
Tarihin birçok döneminde güçlü devletler kuran Türkler her zaman orduya büyük önem vermişlerdi. Gerek İslamiyet öncesi gerekse sonrası Türk devletlerinde siyasi, ekonomik ve sosyal koşullar ordunun her zaman güçlü olması gerektiği anlayışını ortaya çıkarmıştı. Bu anlayış ordunun modernleşmesine yönelik düzenlemelerin yapılmasına neden olmuştu. Osmanlı döneminde özellikle sınırların genişlemesiyle birlikte ordudaki düzenlemeler daha da önem kazanmıştı. Ancak bu durum giderek ordunun yönetim üzerindeki etkisinin artmasına neden olmuş, ordu merkezli bir siyaset anlayışı görülmeye başlamıştı. İşte bu durum Osmanlı’da zaman zaman ordu siyaset çekişmesine zemin hazırlamıştı. Duraklama ve gerileme döneminde yeniçeriler, iktidarın belirlenmesinde önemli rol oynamışlardı. Yönetimden memnun olmadıkları zamanlarda ayaklanma yoluyla düzeni değiştirmeye çalışmışlardı. Bu gelişme, ordudaki düzenin ve disiplinin bozulmasına neden olmuştu. Daha sonradan Yeniçeri Ocağı kaldırılmasına karşın ordunun yönetim üzerindeki etkisi azalmamış, aksine ordu giderek siyasallaşmıştı. Çünkü Tanzimat döneminden itibaren açılan okullar güçlü bir askeri yapılanmanın ortaya çıkmasına neden olmuştu. Bu yapılanma, II. Abdülhamid döneminde daha da güçlenmiş, II. Abdülhamid’in uyguladığı politikalara tepki göstererek, yönetim üzerindeki baskılarını artırmıştı. 1876 ve 1908 yıllarındaki meşrutiyet hareketleri ordunun siyaset sahnesinde bundan sonra daha belirgin bir şekilde görülmesine zemin hazırlamıştı. II. Meşrutiyet döneminde ordu siyaset çekişmesi daha da artmış, 31 Mart Olayı ve Bab-ı Ali Baskını ordunun siyaset üzerinde ne kadar etkili olduğunun en somut örnekleri olmuştu.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 5 |
İlgili yılın sayısında en fazla 25 makale yayımlanır ve makale kabul tarihleri 15 Ekim ile 1 Mayıs arasındadır. 2024 yılı Ekim ayı itibariyle Cedrus sadece yabancı dilde makale kabul edecektir.